Nermin öğleye doğru telefonun sesiyle uyandı. Kendi odasındaki telefon ısrarlı bir şekilde çalıyordu. Uyku sersemi bir şekilde ahizeye uzandı. Arayan avukatıydı. - Günaydın Nermin Hanım. Ben Rahmi. Avukatınız. Sizinle görüşmemiz lazım. Nermin şaşkınlıkla sordu: - Hayrola ne var? - Bugün konağın satışı gerçekleşecek. Alıcı parasıyla birlikte bir saat içinde yazıhanemde olacak. Gelmeniz lazım. Şirketin de bugün sözleşmesini imzalayacağız. Elinizdeki bütün menkuller böylece paraya çevrilmiş oluyor. Burada olmalısınız ki hemen transferi de yapalım. İsviçre bankalarındaki hesabınız açıldı. Nermin memnun bir şekilde gülümsedi. Uykusu açılmıştı: - Tamam Rahmi Bey, ben de bir saate kadar geliyorum. Telefonu kapattıktan sonra sinsice bir gülümseme belirdi dudaklarında: - Şimdi o kenar mahalle dilberinin çocuğunu torunum diye bağrınıza basmak istemek neymiş görürsünüz. Ben yavrumun hakkını kimseye yedirmem!.. Arif Sıtkı Bey de Müberra Hanım da Ömer'in bu ani ölümünün ardından Arzu her ne kadar istemese de torunlarına varlıklarından gereken payı vermekte kararlı olduklarını defalarca dile getirmişlerdi. Şirketin satışından Arif Beyin haberi vardı. Birlikte karar vermişlerdi bu satışa. Artık çalışacak gücü olmadığını söylüyordu. Bu yüzden kızına satış için gerekli izni vermesini kendisi istemişti. Ama Nermin bu arada diğer bütün malları da satışa çıkarmıştı. Kumburgaz'daki yazlık, arsalar, hatta halen oturdukları konak dâhil olmak üzere her şey satılıyordu. Zavallı Arif beyin bunlardan haberi yoktu. O hâlâ kızının üzerindeki paranın kendisine ait olduğunu ve bunu da adil olarak mirasçıları arasında dağıtacağını düşünüyordu... Nermin aceleyle giyindi. Avukatın yazıhanesinden içeri girerken konağı satın almak için gelen orta yaşlı adamla karşılaştı. Adam kibarca yol verdi Nermin'e. Birlikte girdiler ofise. Rahmi Bey ayakta karşıladı misafirlerini. Nermin telaşlıydı: - Satışı şimdi yapacağız ama bana bir ay müsaade edeceksiniz. O zamana kadar konağa hiç gelmeyeceksiniz. Bir ay içinde ben konağı boşaltacağım. Anlaştık mı? Adam avukata baktı. Rahmi Bey "evet" anlamında başını salladı. Adam Nermin'e döndü: - Tamam, bir ay ama, bir ay sonra kapıdayım. Nermin kıkırdadı: - Tamam, hayırlı olsun. İnanılmaz bir paraya satılmıştı konak. Gözleri yuvalarından fırlıyordu Nermin'in. Sevinçle attı imzayı. Para anında bankaya yatırılıp İsviçre'ye transfer edilecekti. DEVAMI YARIN