Nice hayaller ­kur­muş­lar­dı...

A -
A +

Dok­tor Akif Ün­lü­er hız­lı adım­lar­la has­ta­ne­nin mer­di­ven­le­rin­den ine­rek sağ ta­ra­fa dön­dü. Bü­tün bir gü­nün yor­gun­lu­ğu yü­zün­den oku­nu­yor­du. Göz­le­ri­nin al­tı ha­fif­çe mo­rar­mış, göz ka­pak­la­rı şiş­miş­ti. Has­ta­ne du­va­rı bo­yun­ca iri adım­lar­la yü­rü­dü. Bir an ön­ce evi­ne git­mek is­ti­yor, ılık bir duş alıp kar­nı­nı do­yur­duk­tan son­ra sa­lon­da­ki ka­ne­pe­ye uza­nıp te­le­viz­yon iz­le­me­yi ha­yal edi­yor­du... Ka­rı­sı­nı da me­rak edi­yor­du. Se­vim Ha­nım se­kiz ay­lık ha­mi­ley­di. Son za­man­lar­da ar­tan baş ağ­rı­la­rı sa­yıl­maz­sa sağ­lık­lı bir ha­mi­le­lik ge­çi­ri­yor­du. Ev­le­ne­li al­tı bu­çuk yıl ol­muş­tu ama bu­gü­ne ka­dar bir be­bek sa­hi­bi ola­ma­mış­lar­dı. Yıl­lar­dır bek­le­dik­le­ri müj­de bir an­da gel­miş, ka­rı ko­ca se­vinç­ten çıl­gı­na dön­müş­ler­di âde­ta... Akif çok sev­di­ği ka­rı­sı­nın gö­zü­nün içi­ne ba­kı­yor­du. Hiç kim­se­si yok­tu on­dan baş­ka. An­ne ve ba­ba­sı­nı bir tra­fik ka­za­sın­da kay­bet­miş­ti. O za­man üni­ver­si­te bi­rin­ci sı­nıf­tay­dı. Bu bek­len­me­dik acı tah­sil ha­ya­tın­da bir se­ne­si­ne mal ol­muş­tu. Ne bir ak­ra­ba, ne bir ya­kın, kim­se­siz kal­mış­tı bir an­da ha­yat­ta. Ba­ba­sı­nın bi­ri­kim­le­ri­nin vâ­ri­si ola­rak tah­si­li­ni ta­mam­la­mış­tı. Bir ev ve ban­ka­da bir mik­tar pa­ra kal­mış­tı ai­le­sin­den. Evin ki­ra­sıy­la ken­di ika­me­ti­ni sağ­la­mış, ban­ka­da­ki pa­ra­yı da akıl­lı­ca kul­la­na­rak uzun sü­ren tıp tah­si­li­ni ta­mam­la­mış­tı... Son sı­nıf­ta ta­nı­mış­tı Se­vim'i. Bir­den­bi­re san­ki baş­ka bir dün­ya­nın in­sa­nı gi­bi his­set­miş­ti ken­di­si­ni. Çok sev­di müs­tak­bel ka­rı­sı­nı. Se­vim'in ai­le­si de bu efen­di, ça­lış­kan, say­gı­lı ço­cu­ğa iti­raz et­me­miş­ler­di. Se­vim de ai­le­nin tek kı­zıy­dı. Me­zun ol­duk­tan he­men son­ra ni­şan­lan­dı­lar ve Akif as­ke­re git­ti. As­ker­lik hiz­me­ti­ni ta­mam­la­dık­tan son­ra he­men ev­len­di­ler. Mut­lu bir yu­va kur­muş­lar­dı. Akif bu­lun­duk­la­rı ilin dev­let has­ta­ne­sin­de gö­rev yap­ma­ya baş­la­mış­tı. Ha­yat­la­rı ar­dı ar­dı­na ya­şa­dık­la­rı acı olay­la­ra ka­dar dü­zen­li bir şe­kil­de de­vam edip git­miş­ti. Ama Se­vim'in ba­ba­sı ya­ka­lan­dı­ğı aman­sız has­ta­lık­tan kur­tu­la­ma­yıp ve­fat et­tik­ten he­men son­ra ko­ca­sı­nın acı­sı­na da­ya­na­ma­yan an­ne­si­nin de ölü­müy­le dün­ya­da bir­bir­le­rin­den baş­ka kim­se­le­ri kal­ma­mış­tı... Se­vim ol­duk­ça uzun sü­ren bir dep­res­yon ge­çir­miş­ti bu ölüm­le­rin ar­dın­dan. Bu za­man zar­fın­da Akif ka­rı­sı­nın ya­nın­day­dı hep. Ona des­tek ol­mak için bü­tün gü­cüy­le uğ­raş­mış, onu bir an bi­le yal­nız bı­rak­ma­mış­tı... Bu­lun­duk­la­rı şe­hir­de­ki acı ha­tı­ra­lar­dan ka­rı­sı­nı uzak­laş­tı­ra­bil­mek için Ege­nin bu kü­çük il­çe­si­nin dev­let has­ta­ne­si­ne ta­yi­ni­ni is­te­di. Yak­la­şık iki se­ne­dir de Ma­ni­sa'nın Sa­lih­li il­çe­sin­de otu­ru­yor­lar­dı. Bu se­vim­li il­çe­ye he­men ısın­mış­lar­dı. Akif bu ara­da ih­ti­sas im­ti­han­la­rı­na ha­zır­la­nı­yor, has­ta­ne­den ar­ta ka­lan za­man­la­rın­da ders ça­lı­şı­yor­du. Bir be­bek­le­ri­nin ola­ca­ğı­nı öğ­ren­dik­le­ri za­man sa­ba­ha ka­dar uyu­ya­ma­mış­tı iki­si de. Ha­yal­ler kur­muş­lar, ge­le­cek hak­kın­da plan­lar yap­mış­lar­dı... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.