"O bana hiçbir şey yapamaz!"

A -
A +

Kendisine adres sorulan şişman bakkal elindeki rengi solmuş mendille saçsız kafasında biriken terleri silerek ayağa kalktı. Taksinin yanına kadar geldi: - Cevat ağabey kahvededir şimdi. Şu karşıdaki mavi boyalı ev. Ama kendisi bir üst sokaktaki kahvededir. Taksi şoförü ve Onur teşekkür ettiler. Şoför "şimdi ne yapacağız?" der gibi baktı genç avukatın yüzüne. Onur bakkalın gösterdiği eve baktı bir süre. İki katlı bir yapıydı. Üst katın inşaatı henüz bitmemişti. Beton kolonlar çıkılmış ama öylece bırakılmıştı. Başını iki yana salladı: - Kahveye gidelim kardeşim... Birkaç dakika sonra şoförün parasını vermiş, kahvenin önünde dikiliyordu. Kendine çekidüzen vererek içeriye girdi. Kalabalıktı kahve. Sigara dumanı ve ağır bir kahve kokusu sinmişti. Etrafına bakındı. Tam o sırada zeki bakışlı on altı on yedi yaşlarında bir genç beliriverdi yanında: - Hoş geldin beyim... Buyur şöyle... Onur gülümsedi: - Ben Cevat Ersan'ı arıyorum delikanlı. Çocuk hiç beklemeden yan taraftaki masaya bağırdı: - Cevat Amca, bak bu bey seni arıyor... Onur çocuğun seslendiği tarafa döndü. Orta boylu, tıknazca, beyaz saçlı bir adam meraklı gözlerle kendisine bakıyordu. Bir anda göz göze geldiler. Avurtları çökmüştü. Dudağının üzerindeki seyrek bıyıkları sararmıştı. Uykulu, donuk nazarlarla bakan içleri nemli yeşil gözleri vardı. Yerinden kalkıp Onur'a yaklaştı: - Buyur beyim, ne istedin? Onur elini uzattı: - Ben Avukat Onur Karoğlu. Biraz konuşabilir miyiz özel olarak? Cevat Bey dudaklarını ıslattı diliyle. Onur onun ellerinin titrediğini fark etti. Adam yürüdü kahvenin arka taraflarına doğru. En dipteki boş masalardan birine oturdu ve Onur'a baktı: - Otur avukat bey... Onur çantasını yanına bırakarak karşısına oturdu. Cevat seslendi kahveci çırağına: - Hakan! Çay getir bize oğlum. Ondan sonra Onur'a döndü ve hiçbir giriş yapmadan pat diye sordu: - O gönderdi değil mi seni avukat bey? Onur şaşırmıştı. Merakla baktı yaşlı adamın yüzüne: - Kim? Arkasına yaslandı yaşlı adam. Cebinden bir sigara çıkartıp yaktı. Paketi Onur'a uzattı: - Hayır, ben kullanmıyorum. Yaşlı adam sigarasının dumanını tavana doğru üfledi: - Kim olacak Ahmet Fazıl Ergin... O yolladı değil mi? Onur ne diyeceğini bilemedi. Cevat devam etti: - Ama hiçbir şey yapamaz. Benim elimde kapı gibi mahkeme kararı var. Hiçbir şey yapamaz... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.