"O delikanlıyla tanışmak istiyorum"

A -
A +

Faruk karısının yardımıyla bir yudum daha meyve suyu içtikten sonra başını yavaşça yastığına koydu. Ameliyat sonrasından beri ilk defa bu kadar iyi görünüyordu. Yüzüne renk gelmeye başlamıştı. Dudaklarını şaplattı keyifle: - Güzelmiş meyve suyu... Biraz daha içeyim sonra... Betül şefkatle okşadı kocasının başını. Bardağı kaldırdıktan sonra onun yanı başına koyduğu sandalyeye oturdu, ellerini avuçlarının içine aldı: - İyisin değil mi? Faruk başını salladı: - İyiyim Betül, çok şükür iyiyim. Kendimi uzun zamandır böyle iyi hissetmemiştim. Karısına baktı gülümseyerek ve ekledi: - Hayatımın kurtarıcısı nerede? O nasıl? O delikanlıyla tanışmak istiyorum ben.... Betül derin bir nefes aldı: - Birkaç oda ileride yatıyor. Sanıyorum bugün akşama doğru taburcu olacak o. Maşallah ayağa kalktı, gayet sağlıklı... Merak edilecek bir şeyi yok... Faruk gözlerini kıstı: - Beni ziyarete gelmedi mi? Ben ona gidemediğime göre, kendi bedeninden bir parçayı bağışladığı adamı görmek istemiyor mu? Betül bir kahkaha attı: - Deli adam! Hiç gelmez mi? Sen uyuyordun. Kaç defa geldi, hep soruyor, gitmeden önce de gelip görecek seni.... Ama... bir şeyler bilmen lazım... Faruk şaşırmıştı. Karısına baktı dikkatle: - Ne var? Para mı istiyor yoksa? Neyse veririz, endişe etme! Tabii onun da hakkı... Durup dururken... Sözlerini tamamlamasına izin vermedi Betül: - Faruk... Dinle beni, para mara yok canım. O genç adam senin oğlun.... Senin yıllardır aradığın evladın. Nihal Hanımın oğlu. Senin öz oğlun... Faruk'un göz bebekleri büyümüştü. İfadesiz bir yüzle bakıyordu karısına. Sanki hiçbir şey anlamamış gibi boştu bakışları. Betül onun parmaklarını sıktı: - Duydun mu beni Faruk? O senin oğlun... Sana her şeyi anlatacağım şimdi. Dikkatle ve sakince dinle beni... Tamam mı, kendine hakim ol, mantığını kullan canım... Bunları bilmek zorundasın... Faruk'un dudakları titremeye başlamıştı. Şaşkın gözlerle karısına yalvarırcasına ve çaresizce bakıyordu. - Sen... sen ne diyorsun Betül? Sesi fısıltı halinde çıkmıştı. Kadın başını salladı: - Dinle Faruk. O senin öz oğlun.... Doğruyu söylüyorum...Yıllardır içinde bir yara gibi sakladığın, kimseyle hatta benimle bile paylaşmadığın iç acın o senin. Onu bulduk artık canım. O senin hayatını kurtardı... Bu sözlerden sonra biraz daha yaklaştı kocasına ve her şeyi başından anlatmaya başladı... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.