Tülay ipek sabahlığının eteklerini savurarak muhteşem manzaralı salona girdi. Elinde tuttuğu kahve fincanının mermer sehpanın üzerine bıraktı. Yavuz ayaklarını uzatmış, cam kenarındaki sallanan koltuğunda gazete okuyordu. Tam karşısındaki koltuğa oturdu genç kadın: - Şu meseleyi bana etraflıca anlat bakayım Yavuz! Yavuz gazetesini katlayıp koydu ve karısına baktı: - Anlattığım gibi işte karıcığım... Yalçın Beyin kredi kartları borcunu ödemek için evi satıyorlar. Tülay burun kıvırdı: - O şımarık karısının yüzünden borcu bini aştı demek ki... Yavuz umursamaz bir tavırla yüzünü buruşturdu: - Bizi ilgilendirmez hayatım... Tülay gözlerini açtı: - Ya o evdeki senin hakkın? O ne olacak? Yavuz omuzlarını kaldırdı: - Onunla mı uğraşacağım Tülay? Bu da benim alicenaplığım, tabii ki bunun acısını ileride ben ondan çıkartırım, bu işe peki demesem benim başıma ekşiyeceklerdi. Para isteyeceklerdi... Bir kuruş vermem. Tülay bilmiş bir tavırla manalı bir şekilde güldü: - Sen öyle zannet, evin satılmasına onay vermen bile para vermen demek. O evde senin hakkın yok mu sanki? Sen peki demekle bundan vazgeçiyorsun... Yavuz cevap vermedi. Tülay devam etti: - Peki anan, baban nerede kalacak? Yavuz başını iki yana salladı: - Onu bilemem. Burada kalmayacakları kesin. Senin huzurunu bozamam buraya çağırıp da. Mademki Yalçın Beyin borcu yüzünden bu yapılıyor, o zaman onu da Yalçın Bey düşünsün. Tülay kararlı bir şekilde konuştu bu sözler üzerine: - Bak Yavuz, eğer emrivaki yapıp da bu eve gelmeye kalkarlarsa bil ki ben oğlumu alır ve seni terk ederim. Asla istemiyorum. Ne anan, ne baban, ne de o basit kardeşin bu evde bir saniye bile kalamazlar. Yavuz gülümsedi: - Karıcığım sen merak etme... Ben buna izin verir miyim hiç? Tülay devam etti: - Ayrıca bir kuruş para yardımı yaptığını duyarsam her şey biter. Biz enayi değiliz... Yavuz cevap vermedi. Birkaç dakika sessiz kaldılar. Sonra Yavuz gülümsedi: - Baban geldi dün ofise. Bir gün hep birlikte yemeğe gidelim dedim. Onları ihmal ettik uzun zamandır. Golf kulübünde yer ayırtıyorum. Annen, baban ve biz güzel bir yemek yiyelim. Ne dersin? Tülay şımarık bir şekilde gülümsedi: - Çok iyi olur... Özledim annemi... Birkaç gün de bize çağıracağım. Alışveriş yaparız birlikte... Genç adamın gözleri sevgiyle parlıyordu... > DEVAMI YARIN