O gün akşama kadar ev aradı

A -
A +

Safiye sabah kapının hızlı hızlı vurulmasıyla kalktı yatağından. - Bismillahirrahmanirrahim... diyerek kapıya yürüdü. Gelen ev sahibiydi. Elli yaşlarındaki oldukça şişman olan ev sahibi kadın çatık kaşlarla söylendi: - Safiye hanım, kusura bakma, erkenden kapıya geldim ama konuşmamız lâzım. - Buyur içeri Hayriye teyze... Gel, bir çay koyayım sana... Kadın başını iki yana salladı: - Yok, istemem... İşim var. Şu kirayı konuşacaktım seninle. Bu ayın kirasını yeni miktardan vermen lâzım. Safiye yutkundu. Bekliyordu bu çıkışı aslında. Kiraya zam yapacağının belirtilerini daha önceki görüşmelerinde vermişti zaten Hayriye hanım. Kadın devam etti: - Biliyorsun, benim de başka gelirim yok. Hayat pahalı... Kirayı yükseltmek zorundayım. Safiye kibar bir şekilde gülümsedi: - Haklısın Hayriye teyze. Sen de haklısın. Ne kadar istiyorsun? - İkiyüzelli milyon istiyorum, veremeyeceksen verecek adam var. Haber bekliyorlar. Safiye gözlerini açtı: - Hayriye teyze benim maaşım zaten üçyüz milyon. Kalan elli milyonla ben nasıl geçinirim, biliyorsun oğlanın durumunu. Elektriği, suyu, yemesi... Hayriye hanım kaşlarını kaldırdı: - Dedim ya, verecek var. Ben de kendimi düşünmek zorundayım. Kocamdan kalan maaş bir işe yaramıyor, bu evden gelen olmasa sürünürüm, fakirler yurduna düşerim. Ben son sözümü söyledim. Safiye çaresizdi. Yol görünmüştü artık. Başını salladı: - Peki Hayriye teyze, evi hemen boşaltırım o zaman. Kadın bilmiş bir tavırla ekledi: - Bir haftaya kadar boşalt o zaman. Daha fazlasına gücüm yetmez benim de. Haydi hoşça kal. - Güle güle... Kapıyı kapatıp girdi içeriye. Yapacak bir şey yoktu. Herkes kendi açısından haklıydı. "Haydi bakalım Safiye, yol göründü sana. Giy beş yıllık iskarpinlerini, düş yollara, başını sokacak bir yer bul kendine.. Bana dayanma gücü ver Allah'ım!.." O gün akşama kadar ev aradı. Her yerde kiralar ateş pahasıydı. Sonunda Küçükçekmece'nin arkalarında bir gecekondu mahallesinde bir göz oda buldu yüz milyona. "Herkes şaşırmış" diye düşünüyordu. "Benim gene iki kuruş maaşım var, ya buna da sahip olamayanlar?" diye geçirdi içinden. O kadar yorgundu ki sokakta bir elektrik direğinin dibine oturdu biraz soluklanmak için. Ensesi yanıyordu yine. Bir ateş yükseliyordu karnından boğazına doğru. Sonra kulakları uğulduyor, beyni zonkluyordu. "Kalkmam lazım, eşyaları toplamam lazım..." diye söylenerek davrandı. Kiraladığı odanın bulunduğu yerde yol yoktu. Odanın içinde musluk yoktu. Büyük bir bahçenin içinde iki yapı vardı. Biri kendisinin oturacağı tek oda, diğeri de ev sahibinin oturduğu gecekondu. Tuvalet ve musluk bahçedeydi. Yine de başını sokacak bir yer bulmanın rahatlığı vardı içinde. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.