Odanın içinde deli gibi dolanıyordu!..

A -
A +

Hakan bir yerlere tutunmak ihtiyacını hissetti. Masasına dayandı. Bembeyaz olmuştu yüzü. - Hiç... hiç haberim yoktu bunlardan! Esra acıyarak baktı onun yüzüne: - Hiç aramadın değil mi? Hiç ilgilenmedin değil mi? Ah Hakan ah! Genç adam başını iki yana sallıyor, içinde yaşadığı huzursuzluk ve kavganın esiri olmuş gibi anlamsızca bir şeyler mırıldanıyordu. Dolu dolu olmuş gözlerini kaldırdı: - Babam... Babam öldü ha? Esra başını salladı: - Öldü Hakan! O dev gibi babamız öldü... Hakan başını ellerinin arasına aldı: - Ben öldürdüm onu... Esra ben öldürdüm... Benim yüzümden... Çıldırmış gibiydi bir anda. Gözleri yerinden oynamıştı. Odanın içinde deliler gibi dolanıyordu. Esra ürkmüştü onun halinden: - Ben öldürdüm Esra... O parayı ben almıştım. Babamın çekmecesinden ben aldım. Borçlarım çoktu. Yetişemiyordum. Babam da biliyordu benim aldığımı. Beni korumak adına sesini çıkartmadı. Bu hırsız damgasının alnına vurulmasına bile razı olarak korudu beni. Ve öldü Esra! Babamı ben öldürdüm... Esra korkunç bir şok içindeydi duyduklarından. İnanamıyor, hayretler içinde bakıyordu ağabeyine. Hakan aklını yitirmiş gibi haykırıyordu: - Ben babamın katiliyim... Ben yaptım... Onun en önem verdiği şeydi şerefi. Onu bile aldım elinden. Ne için? Bir kız için. Ulaşamadığım, kendime olan güvensizliğim yüzünden kaybetmekten korktuğum için... Ben ne yaptım Esra? Ne yaptım ben?.. Genç kadın sessizdi. Konuşacak kelime bulamıyordu. Olayları beyninde sıraya dahi koyamıyordu. Hakan delirmiş gibi fırladı ofisinden. Koşar adımlarla binadan çıktı. Esra şaşırmış bir şekilde bakakaldı arkasından. Sekreter kız da şaşırmıştı. Hakan şuursuzca arabasına binip hızla uzaklaştı. Esra ne olup bittiğini anlamak istercesine sekreter kıza baktı ve koşmaya başladı. Sanki yıldırım süratiyle hareket eden arabayı yakalayacakmış gibi koşuyordu caddede. Büyük bir gürültü duyuldu. Bir duman yükseldi ileriden. Esra dudaklarını ısırdı. Nefesinin yettiği kadar haykırdı: - Hayııııııır! Hakan Hayııııır!.. Hakan'ın arabası yolun kenarındaki elektrik direğine çarpmış ve akordeon gibi ezilmişti. Dumanlar çıkıyor, boşlukta kalan tekerlekler hâlâ dönüyordu. Etraftan koşuşturan insanlar hayretle birbirlerine bakıyorlardı: - Yahu çılgın gibi geldi adam... - Polis... polisi arayın... Öldü mü? - Bu arabadan sağ çıkılmaz. Cankurtarana haber verelim... Esra öylesine seyrediyordu enkaz halindeki arabayı... Başını iki yana salladı: - Allah'ım dayanma gücü ver bana... Beni affet Allahım... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.