Öfkeden yüzü al al olmuştu!..

A -
A +

Haydar Bey Dürüye'nin cevabını beklemeden salona girdi. Tamer yılışık bir şekilde babasına doğru yürüdü: - Merhaba baba! Hayırdır bu ne iş? Nereye gittin bu saatte? Haydar Bey yüzünü buruşturarak baktı oğluna. Öfkesi gözlerinden fışkıran ateş gibi bakışlardan belli oluyordu. Sesi bir gök gürültüsü gibiydi: - Otur şuraya, seninle konuşma zamanı geldi geçiyor artık! Tamer şaşkınlık içinde annesine baktı. Perihan Hanım telaşla atıldı: - Haydar, çocuk askerden yeni geldi.... Sözünü tamamlamasına fırsat vermedi kocası: - Kes sesini Perihan! Bu sefer karışma benim işime... Tamer ise diklenmeye hazırlanıyordu: - Neler oluyor yahu! Ne bağırıyorsunuz? - Otur dedim sana! Tamer bu ses tonundan çekinmişti. Koltuklardan birine bıraktı kendini. Haydar Bey ayakta ileri geri dolanıyordu. Neden sonra durdu ve âdeta kükredi: - Sen ne yapmak istiyorsun? Ben ne zamana kadar senin arkanı toplayacağım? Gittin adam olursun sandık ama daha beter döndün. Evlendin, sana bu konuda bir şey söylemedim biliyorsun. Ama bir hayatın akışını değiştirdin. O hayata sahip çıkmak zorundasın. Yaptığın işin sorumluluğunu taşımak zorundasın. Bu kızcağız geldiği günden beri dört duvarın içinde seni bekliyor. Annen malum, onun burnu büyük hırsları, mağrur dünya görüşü ve sana olan zaafları bunun üzerine tuz biber ekiyor. Karına ya sahip çıkar, sorumluluğunu alırsın, adam olursun, ya da seni bu evden bir daha dönmemek üzere yollarım gidersin. Beş kuruş da alamazsın benden. Bundan sonra bana para diye gelme. Çalış emeğinin karşılığını harca ve karına bak. Bir daha bu eve geç gelinmeyecek. Burada oturduğun sürece benim kurallarım geçecek. Akşam sofrasında bütün ailemi bir arada göreceğim. Genç adam hayretle dinlemişti babasını. Şaşkın bir şekilde kekeledi: - Ama baba! Bu evliliği sen neden bu kadar ciddiye alıyorsun? Haydar Bey dehşet içindeydi. Duyduklarına inanmamıştı. Gözlerini kıstı: - Sen ne söylüyorsun densiz? Bir hayattan bahsediyorum ben sana, bu kadar mı değersiz insanlar senin gözünde? Bu kadar mı bencil bakıyorsun hayata? İnanamıyorum benim oğlum olduğuna, gerçekten inanamıyorum... Tamer omuzlarını kaldırdı: - Benden yapamayacağım şeyler isteme baba... Bu evlilik beni rahatsız etmeye başladı. Haydar Bey ne diyeceğini bilemedi. Öfkeden yüzü al al olmuştu!.. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.