Köşke geldiği zaman kendi evine geçti. Yüzünü yıkadı. Biraz toparlanmaya çalıştı. Tamer'de çok büyük değişiklikler görmüştü. Genç adam suskunlaşmış, düşünerek konuşan, içine kapalı bir insan olmuştu. Genç kadın soğuk bir şeyler içtikten sonra üstünü başını düzeltip köşke geçti. Firuze hanım merakla bekliyordu: - Ne oldu Feryal? Görebildin mi? - Evet efendim. Görüştüm. Çok memnun olduğunu düşünüyordum. Ama bir daha kendisini aramamamı, görüşmek istemediğini söyledi. Firuze hanım dudaklarını büzdü: - Anlıyorum. Ona da hak vermek lâzım, bulunduğu konum, bulunduğu yer kolay hazmedilir bir yer değil. Bunu onun ince düşüncesine vermek lazım. Hak vermek lâzım. Kızmadın umarım böyle söyledi diye... Saygı duyman lâzım... Feryal düşünceliydi: - Hayır, kızmadım. Sadece üzüldüm. Benim samimiyetime inanmadığını düşündüm. Firuze hanım bir kahkaha attı: - İşte hep böyle olur. Herkes her şeyi hep kendi açısından değerlendirir. Halbuki kendimizi karşımızdakinin yerine koyabilmek olgunluğunu gösterebilsek... Feryal hayretle baktı yaşlı kadına: - Yani yanlış mı düşündüm ben yine? - Yanlış düşündün demedim. Kendini onun yerine koy, onun düşüncelerini, hissettiklerini anlamaya çalış dedim. Çocuklarına karşı bu şekilde çıkmak istememiş olması doğaldır. Hapishane farklı bir yerdir kızım. Bilmeyen için dışarıdan bakması kolay. O onurlu bir çocuk. Bunu bir şeref meselesi yaptığı belli. Hoşgörüyle bakmaya çalış, her şeyin ilacı zamandır, zamana bırak... Feryal cevap vermedi. Söylenen sözleri düşünüyordu. Firuze hanımın mesajları daima yol göstericiydi. Neden sonra kalktı ayağa: - Bütün bunları değerlendireceğim efendim. Haklısınız zamana ihtiyacım var, benim de onun da. Ben yine de elimden geleni, üzerime düşeni yapmaya hazırım... *** Berker valizleri alıp seslendi: - Haydi, biraz çabuk olun. Geç kalmayalım. Dört saat sonra uçakları kalkıyordu. Bir gün önce hapishaneye gitmişlerdi. Fidase hanım da oğlunu son bir kez görmüş ve vedalaşmıştı. Dakikalarca ağlaşmışlar, uzun seneler sürecek hasreti biraz olsun hafifletmeye çabalamışlardı. Berker de ağabeyine sarılmış, her zaman onun yanında olduğunu bir kez daha tekrarlamıştı. Tamer, Feryal'in ziyaretinden bahsetmemişti. Sonuçta istemeyerek de olsa vedalaşmışlar, gözyaşları içinde hapishaneden ayrılmışlardı. Amerikalı gelin iki tane çantayı alarak kocasının yanına geldi. Fidase hanım ise son bir kez daha baktı odaya. Hep birlikte kapıda bekleyen taksiye bindiler. - Hava limanına... dedi Berker. Taksi homurdanarak hareket etti. Hiç kimse konuşmuyordu. Taksi otobanda son hızla ilerliyordu. Trafik çok sıkışık değildi. Hava hafiften kararmak üzereydi. Taksi şoförü vitesi yükseltti, kamyonu sollayarak öne geçti. Birden karşı taraftan gelen TIR'la burun buruna geldi. Ağzından anlaşılmaz birkaç kelime döküldü. Fidase hanımın çığlığı arabanın içinde çınladı: - Aman yarabbi, üstümüze geliyor! > DEVAMI YARIN