Coşkun ellerini yıkayıp üzerini değiştirdikten sonra aynadaki aksine baktı. Yorgun görünüyordu. Gözlerinin altı kararmış, yüzü sararmıştı. Gülümsedi kendi kendine: "Çok şükür, babam atlattı ya, ben nasıl olsa toparlanırım..." diye söylendi. Çantasını alıp dışarı çıktı. Servis koridorunda yürürken birden Akif'in oda kapısının aralık olduğunu gördü. Durakladı. Ani bir kararla kapıya yaklaştı, hafifçe tıklattı kapıyı. Usulca itti, Akif masasının başında yüzünü iki elinin arasına almış, gözleri kapalı, oturuyordu. Neden sonra açtı gözlerini ve genç adama baktı. Yüzünün hatları gerildi birdenbire. Bir şeyler söylemek üzereyken Coşkun atıldı: - Size minnettarlığımı söylemek için geldim. Canımdan çok sevdiğim babamı kurtardığınız için müteşekkirim. Akif donuk bir şekilde yüzüne bakıyordu. Arkasına yaslandı ve âdeta fısıldadı: - Ben bir doktorum... Görevimi yaptım. Coşkun onun duygularını anlayabiliyordu. Üstelemedi: - Yine de ben teşekkür etmek istedim. Bana hayatımın en önemli parçasını geri verdiniz. Yaşlı profesör gözlerini kıstı: - Hayatının en önemli parçası? Haklısın... Coşkun yutkundu: - Üzgünüm... Sizinle bu şartlarda karşılaşmak istemezdim. Akif toparlanmış gibiydi. Dikkatle baktı: - Hiç karşılaşmak ister miydin acaba? İnsanlar yaptıkları hataların bedellerini öderken geçmişlerini de sorgulamayı becerebiliyorlar. Seni hiçbir şey için kınamıyorum. Senin yerine kendimi koyduğum zaman neler düşüneceğimi, neler yapacağımı ortaya döktüğümde, Yahya Beyin iyileşmeyi ne kadar hak ettiğini anlıyorum. Seni o kadar güzel yetiştirmiş ki... Benim bunda hiçbir payım yok! Coşkun derin bir nefes aldı. - Belki de sizin payınız beni o mükemmel insanlara teslim etmiş olmanız... Akif hayretle baktı oğlunun yüzüne. Onun olgunluğu karşısında ezilmişti. Ama gözlerinde bir saniyeden daha az bir süre parlayan ışık Coşkun'a onun neler hissettiğini anlatmaya yetmişti. Genç adam gülümsedi: - Zaman her şeyin ilacı olacaktır. Arzu ile nişanlanıyorum. Sizi de o törende görmek istiyoruz. Önümüzdeki cumartesi. İlk önce benden duyun istedim. Ardından ekledi: - Hoşça kalın, tekrar teşekkürler. O kapıdan çıktıktan sonra Akif dudaklarını ısırdı. Yeniden gözlerini kapattı. İçi titriyordu. * DEVAMI YARIN