Havalimanı kalabalıktı. On beş dakika önce alana inen Chicago-İstanbul uçağının yolcuları yavaş yavaş çıkış kapısında belirmeye başlamışlardı. Otomatik kapıdan tek tek çıkıyorlardı. Genç bir kız ve yanındaki genç kadın ellerinde valizleriyle kapıda belirdikleri zaman içerideki gümrük kontrolünde daha uzun bir kuyruk olduğu görülüyordu. Genç kadın kısa saçlı, güneş gözlüklü, oldukça hoş bir kadındı. Son derece bakımlıydı. Genç kız ise uzun siyah saçlı, uzun boylu, incecik ve zarif bir kızdı. Saçları gibi simsiyah gözleri vardı. İnce hatları, zarif küçük burnu, biçimli dudakları ile bir manken gibiydi. Genç kadın etrafına bakındı, sonra başıyla bir taksiyi işaret etti: - Bak şurada bir taksi var, gel canım... Birlikte taksiye doğru ilerlediler. Valizleri bagaja koydurduktan sonra arabaya bindiler. Şoför saygılı bir tavırla sordu: - Well come mrs. Şevval gülümsedi: - Teşekkür ederim, biz Türk'üz. Şoför özür diledi: - Çok affedersiniz. Bir an turist zannettim sizi. - Önemli değil. Lütfen (.......) Oteline gidelim. Şoför hemen arabayı çalıştırdı ve yola koyuldular. Şevval kızına baktı: - Hatırlamıyorsun değil mi? Buradan ayrılırken çok küçüktün tabii. Hazal merakla etrafına bakarken mırıldandı: - Evet, daha konuşamıyordum bile doğru dürüst. Hiç hatırlamıyorum. Ama biliyor musun anne, çok tuhaf bir duygu, sanki yıllardır Amerika'da değil de burada yaşamışım gibi hiçbir yer yabancı gelmiyor. Burası benim vatanım. Şu güzelliğe bak! Şevval gülümsedi. Oldukça değişmişti genç kadın. Biraz kilo almış, toparlanmıştı. Son derece kendinden emin görünüyordu. Dudaklarını ısırarak etrafına baktı. Yıllar o kadar hızlı akıp gitmişti ki... Hazal doğduktan sonra lise bitirme imtihanlarına girmiş ve çok yüksek bir notla üç sınıfın derslerini tek seferde vermiş, lise diplomasını almıştı. Ardından bir sene "lisan kurları"na gitmiş ve İngilizce öğrenmişti. Haydar Bey Şevval ve kızını bu aşamadan sonra Amerika'ya yollamıştı. Şirketinin Chicago bürosuna talimat vermiş ve onların düzenlerini sağlamıştı. Şevval Amerika'da üniversiteyi bitirmiş; Halkla İlişkiler bölümünden dereceyle mezun olmuştu. Amerika'daki büyük bir teknoloji şirketine işe girmiş, kısa zamanda mesleğinde büyük başarı sağlayarak şirketinin çeşitli kademelerinde yönetici olarak çalıştıktan sonra Doğu Avrupa sorumlusu olarak bir yıllığına İstanbul'a gelmişti... DEVAMI YARIN