Faruk şaşkındı!.. Karmakarışık duygular içerisinde, çaresiz bakışlarla dikmişti gözlerini Aysel'in gözlerine. Dudakları titriyordu. Vicdanının sesinin ağır suçlaması altında eziliyor gibiydi: - Onu bulmalıyım, bu halde bırakamam... Aysel ağlamaklı bir sesle cevap verdi: - Nerede bulacağız ki... Hiçbir bilgi yok elimde, sır oldu kayboldu sanki. Faruk heyecanla bağırdı: - İş yerine gittiniz mi? Oradan ayrılırken bir şey söylemiş mi? Bir ipucu bulsam bana yeter... - Sanmıyorum Faruk Bey. Nereye gittiğini söyleyeceği tek insan benim. Bana bile söylemedikten sonra... Durakladı genç kız. Biraz düşünceli bir şekilde mırıldanarak devam etti: - Sanıyorum bunu yapacağımı biliyordu. Yani size geleceğimi ve her şeyi anlatacağımı. Bunu tahmin etmiş olmalı ki, bana bile bir tek şey söylemeden çekip gitti. Faruk yüzünü buruşturdu. Aysel onun gerçekten acı çektiğini görebiliyordu. Genç adam bitkin bir şekilde fısıldayarak konuştu. Gücü tükenmiş gibiydi: - Benim hatam... Benim düşüncesizliğimin bedelini şimdi o ve bebeği ödeyecek. O bebek... O benim çocuğum... Belki hayatımın sonuna kadar hiç göremeyeceğim bir çocuğum olduğunu bilmek... Aysel karşısındaki adama dikkatle bakarak yumuşak bir sesle sözünü kesti onun: - Bence bir bedel ödeniyorsa bunu sadece Nihal değil, şu andan itibaren siz de ödüyorsunuz Faruk Bey... Faruk başını salladı: - Keşke hepsini yüklenebilseydim... Aysel dudaklarını ısırdı: - Biliyor musunuz, buraya gelene kadar bütün kızgınlığım size karşıydı. Ama şimdi görüyorum ki kötü bir insan değilsiniz. Her insanın hayatında yaptığı düşüncesizce verilmiş kararların sonucunda buralara geldiniz. Keşke Nihal'le bir geleceğiniz olabilseydi... Onu çok ikaz etmiştim bu konuda... Faruk çaresiz bir şekilde baktı genç kızın yüzüne: - Ne yapabiliriz Aysel Hanım? Onu bulmak için ne yapabiliriz? Omuzlarını kaldırdı Aysel, dudak büktü: - Bilmiyorum Faruk Bey. Benim bütün bunları size anlatmamın sebebi kızgınlığım yüzünden vicdanınızı bir nebze olsun hırpalamaktı. Bir çeşit intikam yani. Şimdi böyle düşündüğüm için kendime kızgınım. Görüyorum ki siz de çok üzüldünüz. Eğer bir şekilde bir haber alacak olursam söz veriyorum sizi arayacağım. Oturup beklemekten ve dua etmekten başka yapacak bir şeyimiz olduğunu sanmıyorum. Faruk âdeta inleyerek arkasına yaslandı: - Ömrüm boyunca bu acıyı taşıyacağım... Gülümsedi acı acı: - Biliyor musunuz evlenmek üzereyim ben... Aysel dikkatle baktı onun yüzüne. Söyleyecek bir kelime dahi bulamamıştı. > DEVAMI YARIN