Fikret ve Sevgi kapıdan içeri girdikleri zaman Onur hemen ayağa fırlamış ve Sevgi'ye bakarak: - Seni ben ne zamandır görmüyorum kız? Ne kadar güzelleşmişsin böyle! Sevgi kısa boylu, çıtı pıtı bir kızdı. Kısa kesilmiş siyah saçları, kahverengi anlamlı gözleri, minicik bir burnu ve son derece sevimli duran sağ yanağındaki gamzesiyle gerçekten oldukça güzeldi. - Aşk olsun Onur, eskiden güzel değil miydim ben? Bu sorunun cevabını beklemeden bir kahkaha attı. Fikret ise etrafına bakındı: - Hayırdır, müstakbel gelin hanım gelmedi mi? Onur başını salladı: - Biraz önce aradı, yolda. Yeni çıkabilmiş hastaneden. Neredeyse gelir. Eee, anlat bakalım Sevgi? Ne yapıyorsun, bu adamı beklersen evde kalacaksın kız. Sana söyleyeyim... Genç kız başını salladı: - Doğru söylüyorsun gibime geliyor. Bir şey değil de diğer kısmetlerim gidiyor elden. Zaten bu yaz oldu oldu, olmadı, kendi bilir yani! Tam bu sırada restoranın kapısı açıldı ve Aylin içeri girdi. Kahverengi kaşmir kabanına uyan bir atkıyla sarmıştı boynunu. Etrafına bakındı, o sırada Onur'la göz göze geldi. Gülümsedi. Onur yıldırım gibi fırlamıştı ayağa. Koşar adımlarla gitti genç kızın yanına. - Hoş geldin canım... - Hoş bulduk, bekletmedim değil mi? Nöbeti devredeceğim arkadaş geç geldi. Bir de bilgi vermek zorundaydım. Kusura bakmayın. Birlikte masaya yürüdüler. Fikret ayağa kalkmıştı: - Hoş geldiniz Aylin Hanım, Ben Fikret. - Memnun oldum, Aylin! Sevgi ise hemen atıldı sıranın kendisine geldiğini görünce: - Ben de Sevgi, az önce tanıştığınız adamın uzatmalı nişanlısı... Bir kahkaha patladı masada. Aylin kendisini bir anda sıcacık bir ortamın içinde bulmuştu. Sevgi çok esprili ve çok samimi bir kızdı. Hemen Aylin'e döndü: - Bak Aylin kardeşim, bana biraz katlanacaksın. Fikret bugün arayıp doktor olduğunu söyleyince bizimkiler, yani annem ve babam elime bir kağıt tutuşturdular. Bütün şikayetlerini madde madde yazmışlar. Ben onları okuyayım, cevabını alayım, sonra artık neden bahsedeceksek edelim. Bir kahkaha daha koptu. Yemekler ısmarlandı. Son derece neşeli bir hava vardı masada. Aylin de kendisini bu coşkuya kaptırmış, espriler yapmaya başlamıştı. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar oturdular. Onur ve Fikret talebelik anılarını anlatarak gülmekten yerlere yatırdılar Aylin'i. Saat gece yarısını vurunca genç kız Onur'a baktı: - Kalkalım mı? Annemler nöbeti devrettiğimi, arkadaşlarımla yemeğe çıkacağımı biliyorlar, merak ederler. Fikret atıldı: - Biz seni evine kadar götürürüz Aylin, merak etme! > DEVAMI YARIN