Kahvaltı sırasında Coşkun İstanbul'u, çalışma şartlarını anlattı. Müşerref Hanım ev sahibinden bahsetti. Yahya sakince dinliyordu oğlunu. Aslında sormak istediği çok soru vardı ama her zamanki temkinli tavrıyla zamanını bekliyordu. Kahvaltı bitip keyif çaylarını ellerine aldıkları zaman merak ettiği şeylerden ilkini sordu: - Arzu kızım nasıl? Coşkun kızardı: - İyi baba, çok iyi. İkinizin de ellerinden öpüyor. - Sağ olsun, sağ olsun... Müşerref hanım muzip bir gülümseme ile baktı oğluna: - Baban anlattı bana, pek tatlı bir kızmış. Coşkun bazı şeylerden bahsetmenin zamanı olduğunu düşünerek başını salladı: - Evet anne, bazı kararlar aldık onunla. Bunu sizinle de paylaşmak, fikrinizi almak istiyorum. Yahya ve Müşerref Hanım o an nefeslerini tuttular sanki, ikisi de merak ve heyecanla oğullarına bakıyorlardı: - Biz Arzu'yla evlenmeye karar verdik. Müşerref hanım dudaklarını ısırdı. İki yana sallanarak ağlamaya başladı. Sevinç gözyaşlarıydı bunlar. Yahya ise memnun bir şekilde gülümsüyordu: - Ne diyelim oğlum, Allah mesut etsin. Pek isabetli bir karar vermişsin. Eh yaşımız yetmişe geldi, az çok insanı tanırız. O kız iyi bir kız... Saygılı, sevecen... Coşkun sevinmişti: - İkinize de teşekkür ederim. Bu kararımı onaylayacağınızı biliyordum. O da anne ve babasına bu kararımızı açıklayacak. Bana haber verecek, bundan sonrası için birlikte bir plan yaparız o zaman. Öyle şaşkın ve heyecanlıyım ki anlatamam. İki hafta sonra imtihana gireceğim. Doçentlik imtihanına. Onu başaracağımdan eminim. Yahya hemen atıldı: - O hocayla aran nasıl? - Akif Bey mi? Aynı baba... O adamın tavrı tarzı bu... Bana değil, herkese karşı öyle... Arzu ile Akif'in arasında geçen gerginlikten bahsetmedi. Bu yaşlı insanları üzmesinin bir anlamı olmadığını düşünüyordu. Nasıl olsa Mithat Beyler kızlarının geleceği konusunda başkalarının etkisinde kalacak insanlar değillerdi. - Baba, sen kahveye gidince ben biraz uzanayım. Birkaç saat uyuyabildim yolda. Tansel Ablayı da görmek istiyorum bu arada. Müşerref Hanım atıldı: - Bizim odada yat oğlum, orası hem güneş almaz, hem daha sessizdir...