Fazıl Sabri Beyin tayini bir hafta içinde çıkmıştı. İstanbul'da bir sağlık ocağında görevlendirilmişti. Bu sayede ihtisas için de zamanı ve imkânı olacaktı. Haber bir jandarma eri vasıtasıyla gelmişti köye. Pakize haberi duyar duymaz dudakların ısırdı: - Gidiyorsunuz ha doktor bey? Haklısın, artık durulmaz burada. Fazıl Bey başını iki yana salladı: - Hâlâ tereddüt içindeyim Pakize. Doğru bir iş yapıp yapmadığımız konusunda tedirginim. Burada kalıp Gülbahar'ı gördükçe bunu hiç üzerimden atamayacağım. Bu nedenle gitmek zorundayız. Artık kalıcı bir hayatımız olması lazım. Düzene girmemiz lazım. Böylesi hepimiz için daha iyi olacak. Pakize üzgündü: - Hayırlısı olsun doktor bey. Leyla Hanım hayatından memnun... Fazıl sormaya korkarak fısıldadı: - Gülbahar nasıl Pakize? Kadın kaşlarını kaldırdı: - Onu düşünmeyin. O iyi. Zaten kafasında bitirmiş her şeyi. Eski hayatına döndü sayılır. Hiç bahsetmiyor olan bitenden. - Eğer görmek isterse çocuğunu... Pakize hemen susturdu doktoru: - Yok beyim... Sakın ha... Bitti o iş artık. Bu çocuk sizin. Karıştırma Gülbahar'ı falan. Kolay mı sanıyorsun sen yüzünü gördüğün çocuğundan ayrılmak. Dönüverirse Gülbahar nasıl toparlarsın işleri? Hangisinin altından kalkarsın? Karını mı ikna edersin? Sakladığımız gerçeği mi anlatırsın? Yapma doktor! Eğri oturup doğru konuşalım, dönüşü yok artık. Düşünme Gülbahar'ı! O toparlar kendini. Kalkar bu işin altından, gelir üstesinden. O mutlu, çocuğunun hayatı, istikbali için yaptı bütün bunları. Bir ana başka ne ister deyip teselli ediyor kendini. Fazıl Sabri yutkundu. Doğru söylüyordu Pakize. Gülümsedi: - Seninle konuşunca ferahlıyorum Pakize Hanım. Biz seninle kardeş gibiyiz. İkimiz de hayatımızın sırrını paylaşıyoruz. Yolun, bahtın hep açık olsun. Ne zaman istersen, ben buradan gitsem de bil ki bir Fazıl Sabri Ergin var ve sana yardıma hazır. Pakize ağlamaklı bir halde minnetle baktı: - Sen bana büyük ağabeylik yaptın doktorum. Beni ele güne muhtaç olmaktan kurtardın, devletimin memuru yaptın. Bu yeter bana. Sonra ben sizi sevdim. İnsan olarak gördüm, saygı duydum. Allah sizin de yolunuzu açık, mutluluğunuzu daim etsin. Koskoca kadın kalkıp doktorun elini öpmek istedi ama Fazıl izin vermedi buna... Artık hazırlıklara başlamak lazımdı. Bir haftaya kadar yola çıkılacaktı... DEVAMI YARIN