Pelin kıpkırmızı olmuştu!..

A -
A +

Muhteşem tatil, son derece keyifle geçiyordu. Alev ve Serpil bütün gün güneşleniyorlar, bronzlaşmak için âdeta yarışıyorlardı. Coşkun Bey ise kendini balık tutmaya kaptırmıştı. Dalarak balık yakalamaya çalışıyor, bu yüzden de onu suyun yüzünde görmek ancak akşamları mümkün oluyordu. Serdar ise tüm zamanını Pelin'le geçiriyordu. O kadar ki genç kıza pansiyon işlerinde bile yardım etmeye başlamıştı. Geleli beş gün olmuştu. Bu zaman zarfında Serdar Pelin'le iki kere Datça'ya, bir kere Mesudiye'ye gitmişti. Geceleri iki genç sahilde neredeyse gün ağarana kadar birlikte oturuyorlardı. Onların arasındaki duygusal yakınlaşma artık Alev'i tedirgin edecek boyutlara gelmeye başlamıştı. İçini Serpil'e döktü o sabah. İki kadın kahvaltıdan sonra bahçede kahvelerini içiyorlardı: - Serdar'ın halini beğenmiyorum Serpil! Bu kızın peşinde çok dolanıyor. Serpil omuzlarını kaldırdı: - Ne var bunda Alev? Hem doğrusunu söylemek gerekirse Pelin etrafında dolanılmayacak bir kız değil ki. Baksana güzelliğe. Alev sinirli bir şekilde cevap verdi: - İyi de bize göre mi? Kimin nesi, anası babası kim bilmiyoruz bile. Serpil bir kahkaha attı: - Tipik oğlan anaları gibi konuştun şimdi. Bence senin korkun kızın güzelliğinden falan değil. Oğlan uçacak diye... Aş bunları aş! Alev suratını ekşitti: - Psikolog hanım konuştu. Hemen bir tahlil yapmasan ölürsün... Tabii korkarım, oğlumu nelerle yetiştirdim ben. İyi olsun, dengini bulsun isterim. Bu sırada Serdar ve Pelin gülüşerek pansiyondan dışarı çıkmışlardı. Genç adam iki adımda masaya geldi: - Biz öğleden sonra Marmaris'e gideceğiz. Pelin'in pansiyon için bir şeyler alması gerekiyormuş. Ben götüreceğim. Haberiniz olsun. Alev'in kaşları çatılmıştı: - Oğlum hiç dinlenemediğinin farkındasın değil mi? Geldiğinden beri maşallah servis yapıyorsun. Biraz denize gir, yüz, yat, kitap oku... Sabahın köründe kalkıp sanki işletmeci gibi çalışıyorsun. Pelin kıpkırmızı olmuştu. Serdar öfkeyle soludu. Yumruklarını sıkmıştı: - Benim nasıl tatil yapacağıma ben karar veririm anne. Ben hayatımdan memnunum. Haydi Pelin, gidelim. Alev donup kalmıştı. Dudakları titriyordu. İlk defa oğlundan böyle sert bir tepki görmüştü. - Hak etmedin mi? diye soran Serpil'e kızgınlıkla baktı ve fırlayıp odasına gitti... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.