Hakan yüreğinin delice çarpmasını biraz olsun hafifletebilmek amacıyla derin bir nefes aldı. Sonra kararlı adımlarla benzinciye yaklaştı. Benzinci otuz yaşlarında, tıknaz, siyah saçlı, temiz yüzlü bir adamdı. Hakan'ı görünce yaklaştı yanına: - İyi akşamlar birader, bir emrin mi vardı? Hakan kaşları çatık, etrafına bakındı. Sonra sakin olmaya gayret ettiği bir ses tonuyla: - Bir yer soracaktım birader, yardımcı olabilir misin? Benzinci yaklaştı delikanlıya. O anda arka taraftan Murat ve Taner belirdi. Hakan hemen elini cebine atıp tabancayı çıkarttı ve dişlerinin arasından fısıldadı: - Sakın kıpırdama! Sesini çıkartır, bir yanlış hareket yaparsan öteki tarafı boylarsın, hiç şakam yok! Adam şaşırmıştı. Korkuyla etrafına baktı. Diğerlerini de görünce işin ciddiyetini kavramış olacak ki ellerini kaldırdı. Gözlerindeki dehşet açıkça belli oluyordu. - Biraderim, ne istiyorsunuz? Bırakın, yapmayın ne olur... Murat adamın kafasına bir yumruk vurdu: - Kes sesini, kasanın anahtarıni ver çabuk. Oyalanma kötü olur. Adam titreyerek belinde sarkan anahtarlığı çıkarttı, uzattı. - Hah şöyle... Aslanım, iyi kontrol et bu herifi. Taner'le birlikte üç metre ilerideki camlı bölmeye girdiler. Hakan silahını adama doğrultmuş, kıpırdamadan onun yüzüne bakıyordu. Erdoğan ise daha ileride yolu gözlüyordu. Hakan silahını biraz daha dikleştirdi. Adam ise tedirgin bir şekilde duruyordu. Bir ara Hakan'ın gözlerinin Erdoğan'a kaymasıyla ileri doğru bir hareket yaptı. Hakan ise bu ani kıpırdanıştan bir anda ürkerek parmağını tetiğe dokunduruverdi! Patlama sesi gecenin karanlığında yankılandı. Benzinci gözleri dehşet içinde açılarak Hakan'a bakyordu. Bacakları hafifçe titremeye başladı. Durduğu yerde sallandı. Dudaklarının kenarından bir şerit halinde süzülen kan gömleğinin yakasını kıpkırmızı yapmıştı. Patlama sesine koşan Murat ve Taner dehşet içinde bakıp kaldılar: - Ne yaptın Hakan, adamı vurdun! Hakan ise olanlardan şaşkın, korku içinde büyümüş gözleri ile bir elindeki silaha bir de arkadaşlarına baktı: - Ben... ben... ben istemeden.... parmağım takıldı... Ben... Bu sırada benzinci gürültüyle yuvarlanmıştı yere. Hırıltılar yükseliyordu boğazından. Taner hemen adamın yanına koştu. Başını kaldırdı. Adam bir kez daha açtı gözlerini, sonra acı dolu bakışlarını Hakan'a çevirdi ve kafası geriye doğru gitti... Ölmüştü... Taner ayağa kalktı: - Şimdi karıştı ortalık, herif öldü! Hemen toz olalım buradan... Hakan ağlamaklıydı. Çaresiz bir şekilde, yardım ister gibi baktı arkadaşlarına: - Ben.... Ben ne yapacağım şimdi? Katil oldum ben... Murat onun yanına gelip omuzlarından yakalayarak sarstı: - Toparlan oğlum, kendine gel, olan oldu. Şimdi hemen eve dön, hiçbir şey belli etmemeye çalış. Hepimiz tüyeceğiz ve bir müddet görüşmeyeceğiz. Bir hafta falan kimse kimseyi aramasın... Bu sözlerden sonra dördü ayrı yönlere koşarak kayboldular. Silah hâlâ Hakan'ın elindeydi. DEVAMI YARIN