Sanki yok olmak ister gibiydi!..

A -
A +

Pelin neden sonra yaşlı kadının kendisine her zamankinden farklı bir şekilde baktığını fark etti. Şaşırmıştı. Bu bakışlar sanki yalvaran bakışlardı. Kızgın gibiydi, aciz gibiydi, mutsuz gibiydi, endişeli gibiydi. Kekeledi: - Anacığım, ne oldu? Neyin var? Yoksa Murat'ı getirdim diye bana kızdın mı sen? Yaşlı kadının yanına gitmiş, dizinin dibine oturmuş, yaşlı, yıpranmış ellerini avuçlarının arasına almıştı: - Söyle anam bana... Ben senin iyiliğini istiyorum. Hasta olmayasın istiyorum. Kızdın mı anam? Eğer böyle düşünüyorsan senin istemediğin bir şeyi yapmam. İstersen Pazartesi günü ben de gelirim seninle hastaneye. Yalnız gitmezsin Murat'la. İster misin? Sessiz kaldı Ahraz Kadın. Ağzını açsa, dudaklarından dökülecek her kelimenin nasıl bomba etkisi yapacağını biliyordu. Yıllardır suskunluğunu yaşadığı acılarının bir anda, hiç beklenmedik bir şekilde ete cisme bürünerek karşısına dikilmesi allak bullak etmişti yaşlı kadını. En iyi bildiği duyguydu özlem. Yıllardır evladının özlemiyle yanıp kavrulmuştu. Ne acıdır ki şimdi o karşısındayken bile ona "yavrum" diye sarılamıyor, onun için Ahraz Ana olmaktan öteye gidemiyordu. Gözlerini kıstı. Yutkundu. Teni yaşadığı ızdırabın etkisini her hücresinde hissettiğini belli edercesine buruşmuştu. Başını iki yana sallamakla yetindi. Pelin de fazla üstelemek istemedi: - Haydi anam, şimdi yat sen. Biraz dinlen. Ben burada yanında çalışacağım. Murat'ın verdiği ilaç seni rahatlatacak şimdi. Uyutacak. Deliksiz bir uyku çek bakalım. Bir konuşup anlatsan derdini. Belki derman olurum, kim bilir, ah anam, bir konuşup anlatsan... Dudaklarını ısırarak başını çevirdi Gülbahar. Pelin yavaşça kalktı yerinden az ötedeki masanın başına geçti. Gülbahar yastığının içine gömülmüştü. Hâlâ alnında oğlunun elinin sıcaklığı vardı. Onun şefkat dolu sesi, kendisine sevgiyle bakışı yüreğindeki bütün acımasızlıkları silmiş, kalbinin derinliklerine gömdüğü duyguları su yüzüne çıkarmıştı. Bunların en önde geleni analık duygusuydu. Gözlerinden buruşuk yanaklarına süzülen yaşları titreyen parmaklarıyla silip yok etti. Küçücük kalmıştı yatağının içinde. Büzülmüştü iyice. Sanki yok olmak ister gibiydi. Hayatı boyunca insanca bütün duygularını saklamak zorunda kalmıştı. Şimdi de bu numaraya devam edecek, bir tek yavrusunu ana gibi bağrına basıp koklayamayacaktı... İnledi sessizce. Pelin duymadı bu iniltiyi. Zaten hiçbir feryadını duymuyordu kimse. İçtiği ilacın etkisiyle olacak giderek sakinleşti. Gözkapaklarına sanki birer değirmen taşı bağlanmış gibiydi. Usulca yumdu gözlerini. O anda geldi Murat'ın yüzü gözlerinin önüne. Korkarak açtı gözlerini. Sonra yavaşça bir daha kapamayı denedi. Bu sefer daha iyiydi. Murat'ın hayaliyle birlikte uyumayı becerdi. Derin uykuya daldıktan sonra onu kontrol eden Pelin yaşlı kadının yüzünde o güne kadar görmediği bir huzuru gördü... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.