Şaşkınlıkla baktı oğluna!..

A -
A +

Adile Hanım kahvaltıdan sonra kocasını yolcu edip yemeğe girişmişti. Çok geçmeden Serpil geldi. Ter içindeydi. Yaşlı kadın kızına baktı: - Kızım, hasta olacaksın diye korkuyorum. Her gün yürümek zorunda mısın? Genç kız omuzlarını kaldırdı: - Sağlıklı olmak için bunu yapmak zorundayım anne. Sayrıca sana bir şey söyleyeceğim. Size geçen gün bahsettiğim arkadaşım, Kenan, bu gece gelmek istiyor. Sizinle tanışmak istiyor. Adile Hanım şaşırdı: - İlahi kızım, şimdi kafamız bu kadar karışıkken! Sıkıştırmanın ne gereği var? Serpil'in hemen yüzü asılmıştı: - Başka vakti yok anne, adamın işi gücü var. Her zaman bunu yapıyorsunuz bana. Bana ayıracak bir zaman bulunmuyor bu evde. Adile Hanım yutkundu. Kızının geçirdiği badireler geldi aklına. Hemen telafi etmeye çalıştı: - Tamam canım, ben bir şey demedim. Buyursun gelsin yemekten sonra. Bir çay kahve değil mi bu? İkramımızı yaparız. Ben bir havuçlu kek yapayım o zaman. Serpil sevinmişti. Koşar adımlarla odasına gitti. Bir an önce Kenan'a haber vermek istiyordu. Adile hanım "tövbe tövbe" diye mırıldandı. Bu sırada duydu sokak kapısının açıldığını. Başını uzattı. Selim gelmişti. Hemen ellerini önlüğüne kurulayarak çıktı antreye: - Gel bakalım Selim! Neredeydin oğlum? Nereye gittin? - Soru sorma anne! Çok sinirliyim zaten. Gitti mi evden o? Adile Hanım eliyle ağzını kapattı. Şaşkınlıkla baktı oğluna: - Duymamış olayım Selim. O senin baban yavrum! - Bırak anne yahu! Tutturmuş abuk sabuk şeyler... Ne yani koskoca Haldun Berberoğlu'nun kızını sandviç satan bir yere götürecek değildim elbet. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez anne. Politik olacaksın biraz. Bunu anlatamıyorum senin kocana... Adile Hanım ağlamaklı olmuştu. Söyleyecek laf bulamıyordu. Selim devam etti: - Adam sizinle tanışmak istiyor. Ben nasıl götüreceğim şimdi kocanı oraya? Abuk sabuk konuşacak yine... Başka lisandan konuşuluyor sokakta, babam gibiler demode oldu artık demode! Bunu anlamıyor Cahit Ağan... Biraz kesenin ağzını açacak eğer babamsa. Yok değilse söylesin, biz de bilelim. Mezara gitmeyecek paralar... Yaşlı kadın yutkundu: - Oğlum neyimiz var da mezara götüreceğiz? Adam kaç yaşında hâlâ senin için çalışıyor. Siz olmasanız emekli maaşımız yeter bize. Sizin için... Selim elini kaldırıp susturdu annesini: - Tamam anne, başlama mazlum edebiyatına. Konuş onunla bana kesin bir şey söylesin!.. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.