Selma okulun karşısındaki ağacın arkasına saklanmış, görünmemek için gayret sarf ederek bekliyordu. Az sonra paydos zili çaldı ve öğrenciler âdeta bir çağlayan gibi okul kapısından boşalmaya başladı. O kalabalığın arasından Funda'yı fark etmekte zorlandı Selma ama genç kızı yakalamıştı dikkatli bakan gözleri. Funda servis şoförüne gidip bir şeyler söyledikten sonra aksi istikamete hızla yürümeye başladı. Selma koşar adımlarla gitti peşinden. Genç kızın tabelasında "bar" yazan bir kapıdan içeri girdiğini görünce dudaklarını ısırdı. Hiç düşünmeden o da daldı arkasından... İçerisi oldukça loştu. Tek tük masalar doluydu. Henüz barın işlek saatleri değildi bu zamanlar. İçki satışının yapıldığı tezgahtaki taburelere oturmuş genç bir çocuk Funda'yı görünce gülümsedi. Selma arka taraflarda bir yere geçip gözlemeye başladı. Delikanlı ve Funda oldukça samimi görüntüler içinde bir süre konuştular. Yarım saat kadar süren bir sohbetten sonra Funda delikanlıya sarılarak veda edip bardan çıktı. Selma birkaç dakika sonra tezgâha yaklaştı ve bir bardak meyve suyu istedi. Funda'yla konuşan delikanlı tam yanında oturuyordu. Onun barmenle konuşmalarını net olarak duyabiliyordu artık. Ozan önündeki bira bardağını sonuna kadar içip elinin tersiyle ağzını kuruladı: - Bir bardak daha ver, merak etme az kaldı, bütün borcumu ödeyeceğim sana... Barmen ters bir şekilde baktı delikanlıya: - Başın bir gün öyle bir belaya girecek ki! Ozan küstah bir tavırla omuz silkti: - Ne belası be? Bu sefer lokum gibi para kazanacağım, dünyada bu aptal kızlar da olmasa aç kalacakmışım. Barmen gözlerini kıstı: - Kıvırcık'a pazarlayacaksın değil mi o kızı? Döndürdüğün dolapların farkındayım... Ozan eğildi: - Ağzını sıkı tutmanı söylediler herhalde sana, bak sen de nemalanıyorsun bu işlerden. Avantanı alıyorsun bir şekilde, onun için fazla kurcalama... Barmen omuz silkti. Uzaklaştı Ozan'ın yanından. Delikanlı yeni bira bardağını da bir dikişte bitirdikten sonra kalktı sallanarak ve ağır adımlarla çıktı dışarıya. Selma dehşet içinde kalmıştı. Funda'nın başına neler geleceğini tahmin ediyordu. Bunu bir şekilde engellemesi gerektiğini düşündü. Meyve suyunun parasını ödeyip hızla çıktı bardan. Bir taksi çevirdi ve kocasının şirketinin adresini verdi. Kafasında hazırladığı planı detaylandırmak için yardıma ihtiyacı vardı. Dikkatli hareket etmeli, sonucunda hem Handan'ın uğradığı iftirayı açığa çıkartmalı hem de Funda'yı kurtarmalıydı. Turgay'ın odasına yıldırım gibi daldı. - Turgay, hemen hazırlan, Handan'a gidiyoruz. Biraz sonra karı koca arabalarına binmişler, hiç konuşmadan trafikte hızla ilerliyorlardı... DEVAMI YARIN