Selma hayretler içinde kalmıştı!

A -
A +

Selma Fatma'nın getirdiği kahveden bir yudum aldıktan sonra endişeli bakışlarla dinlemeye başladı yardımcı kadının anlattıklarını. Fatma gözyaşları içindeydi konuşurken: - Bilseniz Selma Hanım, ne yapacağımı şaşırdım. Faruk Beyim çok kötü. Bir türlü düzelmiyor. Zaman ilaç gibidir dedim; ama, yok! Dün Funda'nın üzerine yürüdü. Çok ağır konuştu. Evlatçığım akşam ne yedi ne içti, bütün gece yatağına kapanıp ağladı... Evde gülmek yasaklandı, yüksek sesle konuşmak yasaklandı, şu hale bakın Selma Hanımcığım, şu salonun haline bakın. Her yer İnci Hanımın resimleriyle doldu... Hep karanlıkta oturuyor. Sadece İnci Hanımın sevdiği yemekler pişiyor evde. Geçen gün gördüm, Fulya odasında kendi kendine konuşuyordu. Çocukların bakışları değişti Selma Hanımım, çok endişeleniyorum. Selma hayretler içindeydi. Duydukları gerçekten ortada vahim bir durum olduğunu gösteriyordu. Oysa cenazeden beri birkaç kere görüşmüşlerdi Faruk'la, son görüşmelerinde Faruk biraz dinginliğe ihtiyacı olduğunu, bir süre yalnız kalmak istediğini söylemişti. Umursamamışlardı bu sözleri. Anlayışla karşılamışlardı. Ama şimdi görüyordu ki, Faruk, hastalıklı bir hale gelmişti. - Anlıyorum Fatma... İyi ki haber verdin kızım. - Ben bu cahil halimle yanlış yaptığını görüyorum Selma Hanım; ama o görmüyor. Bir şey söylemek ne mümkün? Konuşamıyorsunuz bile. O halim selim adam gitti yerine bir canavar geldi sanki. Her gün işten dönerken mezarlığa gidiyor. Her hafta sonu kızları götürüyor. Çocuklar ürküyorlar artık. İstemiyorlar. Suçluluk duygusu içinde kendileriyle hesaplaşıyorlar. Selma dudaklarını ısırdı: - Gerçekten ciddi durum. Ben Turgay'la konuşacağım Fatma, sen benim geldiğimden hiç söz etme istersen. Fatma elleriyle ağzını kapattı: - Tövbe hanımım, beni öldürür hem de kapının önüne koyar... - Tamam, sen merak etme. Şimdilik ben gideyim. Sonra görüşürüz yine. Bir şey olursa beni ara... Cep telefonumun numarasını vereyim sana. Doğrudan beni ara. Selma evden çıktıktan sonra doğruca kocasının şirketine sürdü arabasını. Olanları Turgay'a anlatacaktı. Faruk'un mutlaka profesyonel bir yardım alması gerektiğine inanıyordu. Turgay Özen karısının anlattıklarını dehşet içinde dinledi. - Ne yapabiliriz Selma? Ne düşünüyorsun? - Bilmiyorum Turgay, ama böyle eli kolu bağlı oturamayız. Çaresizce birbirlerine baktılar. Faruk'un bu durumdan kurtulması gerektiğine inanıyorlardı... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.