Handan bir defa daha saatine... Son yarım saat içinde belki otuzuncu bakışıydı bu. Pencerenin önünden ayrılmıyor, gözlerini dikkatle bahçenin parke taşlı yoluna dikmiş âdeta nefes almadan bekliyordu. Funda'nın bir buçuk saat önce gelmiş olması lazımdı. Servis şoförüne telefon etmiş ve genç kızın arabaya binmediğini öğrenmişti. Kısa süren bir tartışma yaşanmıştı servis şoförüyle arasında. Handan adamı sorumsuzlukla suçlamış, bununla daha sonra mutlaka ilgileneceğini söylemişti. Adamın dediğine göre genç kız beklemesine rağmen gelmemişti servise. Handan sinirli bir şekilde kapatmıştı telefonu... Okul idaresini aramayı düşündü ama genç kızın bir havailik yaptığından emin olduğu için işi dallandırıp budaklandırmak istemiyordu. Böyle bir girişim Funda'nın Handan'dan daha fazla nefret etmesine yol açacaktı. Sıkıntıyla soludu. Hava kararmak üzereydi. Bir kez daha baktı saatine. Yediye geliyordu neredeyse. On dakika daha bekleyip Faruk'a haber vermeye karar verdi. Artık tam ümidini kesmiş ve telefonu eline almıştı ki bahçenin taşlı yolundan hızlı adımlarla yaklaşan Funda'yı gördü ve rahat bir nefes aldı. Çok sinirlenmişti. Kapıyı kızın çalmasına meydan vermeden kendisi açtı. Funda şaşırmıştı. İrkilerek baktı Handan'ın yüzüne: - Nerede kaldın Funda? Saat kaç oldu, ne kadar merak ettim seni! Funda küstah bir tavırla cevap verdi: - Sana ne? Niçin merak ediyorsun? Sen benim hiçbir şeyim değilsin! Handan yutkundu. Eğer sinirlerine hakim olmazsa yapmaya çalıştığı şeyleri bir anda yıkıp atacaktı. Kendi kendine sakin olmayı telkin ederek cevap verdi: - Bu eve karşı sorumlulukların senin hiçbir şeyin olup olmamamla ilişkili değil Funda. Az kaldı babana haber veriyordum. Funda âdeta çığlık atarcasına haykırdı: - Başka bir iş yapmayacağını biliyordum zaten. Gammazlamaktan başka bir şey yapmazsın sen, üvey anne değil misin? Benim hayatıma karışma, ben de sana karışmayayım. Babaannem doğru söylemiş. Sen bu eve nifak sokmaya gelmişsin. İşte belli oldu... Handan donup kalmıştı. Bir süre konuşmadı. Genç kız odasına gitmek için merdivenlere yöneldiği zaman arkasından seslendi: - Benim için istediğini düşünebilirsin. Ama bu evde babanın koyduğu kurallar var. Bunlara uymak zorundasın. Eğer uymazsan ben bunu babana söylemek zorunda kalırım... Genç kız koşar adımlarla çıktı merdivenlerden. Odasının hızla kapanan kapısının sesi çınladı evin içinde. Handan derin bir nefes aldı ve salona geçti. Bu sırada arkasında duran Fatma Hanımı gördü. Emektar yardımcı, yalvaran gözlerle bakıyordu yüzüne: - Buyurun Fatma Hanım, bir şey mi vardı? - Onun kusuruna bakmayın hanımım. Aslında iyi çocuktur ama işte... > DEVAMI YARIN