Esra ayağa kalkıp Arzu'nun yanına oturdu, kulağına eğildi: - O çocuk, şu hastahaneye gelen, onunla gitti sanırım değil mi? Arzu omuzlarını kaldırdı: - İnan ki bilmiyorum, bilseydim zaten engel olurdum. Benim içim hiçbir zaman almadı o çocuğu, Meral asla mutlu olamaz onunla. Bu gün okulda yoktu Tarık. Evini de bilmiyorum. Cep telefonunu biliyorum sadece. İstersen vereyim Esra... Genç kız başını salladı "olur" anlamında. Sonra Ferit beye döndü: - Ferit baba, ne yapmayı düşünüyorsunuz? Zavallı adam iki elini yana açarak omuzlarını kaldırdı: - Mektubu okudun kızım, benim kızım kendisi gitmiş, yirmi yaşında, bizi bırakmayı tercih etmiş, çıkıp gitmiş, arayıp bulsam, kolundan tutup çekip getirsem ne işe yarayacak ki? Bizden daha çok nefret edecek, daha çok diş bileyecek. Son zamanlarda zaten nasıl uzaklaştığını görmemek için aptal olmak lazımdı... Böyle istedi, böyle olsun. Ardından gidecek falan değilim. Yüreğim kırgın çok, içim buruk. Hem Nevin de benimle aynı fikirde, Allah mutlu etsin, ne diyeyim... Esra kaşlarını çattı: - Yanlış yapıyorsunuz, ya başına bir şey gelirse, ya kötü şeyler olursa? Ferit bey ağlamaklıydı. Derin bir soluk aldı: - Allah korusun yavrum, Allah esirgesin... Gücüm kalmadı Esra'm... İnan gücüm kalmadı, dua etmekten başka hiçbir şeye gücüm kalmadı. Arzu, Esra'nın kolunu tuttu; - Meral aklı başında bir kızdır, kendini korumasını bilir, bence biraz üstüne gitmesinler... Esra kendi kendine "aklı başında olan insan bunu yapar mı?" diye mırıldanarak pencereye doğru yürüdü... ??? Tarık'ın annesi Meliha hanım alaycı bir tavırla baktı Meral'e. Sonra umursamaz bir edayla masanın üzerindeki para çantasını aldı: - Hizmetçiye söyle, yiyecek bir şeyler hazırlasın, ben akşama yokum, üçüncü kattaki misafir odasını da hazırlasınlar. Bu hanım kız orada kalır.. diyerek kapıya yöneldi. Meral suçlu bir ifadeyle mırıldandı: - Teşekkür ederim efendim. Tarık annesinin boynuna sarıldı, iki yanağından öptü kadını: - Sen bizi merak etme anne, keyfine bak. Meliha hanım elli yaşlarında, son derece bakımlı ve frapan bir kadındı. Abartılı bir sarıya boyanmış yapılı saçları, oldukça kaliteli ve pahalı olduğu duruşundan belli olan kıyafetiyle olduğundan genç gösteriyordu. Aşırı makyajlı yüzü yer yer kırışmış olsa da genel havası onun dinç bir kadın olduğunu belli ediyordu. Tıpkı oğluna benzeyen gri yeşil gözleri vardı. Güzel bir kadındı ama yüzündeki gururlu ifade bu kadına insanların yaklaşmasını önlüyordu. Oğlunun sevgi gösterilerine sıkılmış gibi eliyle itti. - Bırak şimdi Tarık, zaten geç kaldım... Kadın evden çıktıktan sonra Meral oturduğu yerden bulunduğu odayı incelemeye başladı. Muhteşem bir zenginlik akıyordu her köşeden. Yerler oldukça pahalı olduğu belli olan peluş bir halıyla kaplıydı. Mobilyalar Meral'in şimdiye kadar görmediği bir güzellikteydi. Belli ki oldukça zevkli biri tarafından döşenmişti ev... > DEVAMI YARIN