"Sen hangi yüzle arıyorsun bu evi?"

A -
A +

Günler hızla geçiyordu. Arzu, İngilizce çalışmalarına başlamıştı. Öğlene kadar evinin işini yapıyor, yemekleri hazırlıyor ardından ders çalışmaya oturuyordu. Kadim Efendi ise her öğle bir saatlik bir şekerleme yapıp ardından dışarıya kahveye çıkıyor, arkadaşlarıyla birkaç saat geçirip eve geliyordu. Yılların yorgunluğunun ardından böylesine dingin bir hayat toparlanmasına sebep olmuş, hafif kilo almıştı. Ömer ise hayatından memnundu. Çok çalışıyordu. Patronu Fuat Köknar ile arası iyiydi. Mazbut bir şekilde işini yapması onun için artı prim oluyordu. Geçen yirmi gün zarfında evini hiç aramamıştı Ömer. O gün ofisinde sabah çayını yudumlarken aklına geldi. Annesinin ne kadar üzüldüğünü bildiği için en azından iyi olduğunu haber vermek maksadıyla telefonu çevirdi. Beklemeye başladı. Az sonra kulaklarında Nermin'in ince sesi yankılandı: - Alo! Kimsiniz? Ömer yutkundu ve derin bir nefes aldı: - Benim abla, Ömer... Nasılsınız? Karşı taraftan tiz bir çığlık yükseldi: - Hiiii! Sen ha? Nasıl ve hangi yüzle arıyorsun bu evi sen? Yaptıkların yetmedi mi? Bak annem ve babam kahırlarından terk etti buraları. Çekip gittiler. Ömer şaşırmıştı: - Ne? Ne diyorsun sen? Nereye gittiler? Nermin anında cevap verdi: - Gittiler işte, annem perişan oldu, ağzını bıçak açmadı. Buralarda kalamadı kadıncağız... Ömer şaşkındı. Dudaklarını ısırdı: - Tamam, ben geliyorum birazdan. Neler olduğunu anlatacaksın bana. Telefonu kapattı. Bu konunun telefonda halledilmeyeceğini farkındaydı. Nermin asla onun soru sormasına bile fırsat vermeden ileri geri konuşacaktı çünkü. Odasından yıldırım gibi fırladı. Fuat Beyin ofisine geldi: - Fuat Bey, iki saat izin istiyorum sizden. Sanıyorum ailemle ilgili bir problem var. Yaşlı adam başını salladı: - Hayırdır evlat? Karına mı bir şey oldu? - Hayır, hayır, onlarla değil, annem ve babamla ilgili... Fuat Bey üstelemedi. Eliyle işaret etti: - Hemen git oğlum, yapabileceğimiz bir şey varsa haber ver... Ömer minnetle baktı: - Ben geleceğim iki saat sonra, isterseniz akşam iki saat fazla çalışırım, öğle tatili de yapmam. Fuat Bey gülümsedi. Ömer ağlamaklı bir şekilde fırladı odadan... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.