Yemek sırasında havadan sudan sohbet ettiler. Pelin ve Murat birçok konuda ortak yönlerini bulmuşlardı. Aynı sanat türlerinden hoşlanıyorlar, aynı yazarları seviyorlar, hayata aynı ciddiyetle bakıyorlardı. Böyle olunca da sohbet edecek konu bulmakta hiç zorlanmıyorlardı. Yemekten sonra bol köpüklü birer kahve pişirdi Pelin konuğuna. Murat kahvesini içtikten sonra Ahraz Kadına döndü: - Anacığım, senin için hastaneyle konuştum. Yarından sonra sabah gelip alacağım seni. Birlikte gidip bütün tahlillerini yaptıracağız. Sen hiç endişelenme, bu öksürüğünü de geçireceğiz, kendini de daha iyi hissedeceksin. Yaşlı kadın sevgiyle baktı oğluna. İçinden onun saçlarını okşamak geçiyordu. Gözlerinin içine dalmak istiyordu. Pelin atıldı: - Yok, seni çok sevdi anam. Ben onun bakışlarından ne demek istediğini anlarım. Baksana... Bu sözler üzerine toparlandı Gülbahar. Kaşlarını çattı hemen, başını çevirdi. Duyguları anlaşılacak diye ödü kopuyordu. Kahveler bittikten sonra Pelin odasından iki tane roman getirdi: - Demin bahsettiğim kitaplar bunlar. Ben okudum, çok beğendim. Eğer vakit bulursan okumanı tavsiye ederim. Murat başını salladı: - Geceleri başka bir şey yapmıyoruz ki zaten. Sadece okuyoruz. Seve seve okurum tabii. Benim de var birçok kitabım, bir gün karakola götürürüm seni, oradan bakarsın. Pelin gözlerini kıstı: - Aslında kar bastırmadan ilçeye gidebilseydim iyi olacaktı. Almak istediğim bazı şeyler vardı. Hem de kırtasiye ihtiyacım var. Bir de yün fanila istiyordum. Murat başını eğdi, kaşlarını kaldırdı: - O zaman gideriz. Ben yarın izinliyim. Yarın kamyonetle gideriz ilçeye ne dersin. Ders de yok. Çünkü cumartesi. İster misin? Pelin tedirgin bir şekilde yutkundu. O sırada gözleri Ahraz Kadına ilişti. Yaşlı kadın koyu yeşil gözlerini genç kıza dikmişti. Onun kendisine baktığını görünce göz kapaklarını indirip kaldırdı. "Git" demek istiyordu. Pelin ondan aldığı cesaretle başını salladı: - Tamam, gelirim. - O zaman saat onda hazır ol. Onda gelip alacağım buradan seni. Pazartesi günü de Ahraz Anamı götürürüm. Ayağa kalkmıştı. Sevinçli görünüyordu: - Artık gideyim. Cafer gelmiştir. Emir eri cipin başında bekliyordu. Pelin'le vedalaştı ve koşarak cipine bindi... DEVAMI YARIN