Sorgu yaklaşık iki saattir devam ediyordu. Harun'la Alper arasında iyi bir diyalog başlamıştı. Sonunda genç adam çözülmüş ve bildiği her şeyi ayrıntılarıyla anlatmıştı. Bütün her şey bittikten sonra ayağa kalktı Harun: - Tamam, şimdi savcının karşısına çıkacaksın. Burada söylediklerini zapta geçireceğiz. Aynılarını savcıya da anlatırsın. İnan bana bu senin alacağın cezada senin yararına olacak. Bana güveniyor musun Alper? Delikanlı umutsuz bir şekilde baktı polis müdürüne: - Başka çarem var mı ki? - Çaresizlikten değil, yüreğinden güvenmeni isterim. Sen kötü bir çocuk değilsin delikanlı. Alper gülümsedi: - Sen de kötü bir polis değilsin. Çok şaşırttın beni!.. Gülümsedi Harun odadan çıkarken. Hakan dışarıda bekliyordu. Başıyla içeriyi işaret etti: - Girip ifadesini zapta geçirin. Ben savcı hanımı arayacağım. Hemen mahkemeye çıkartılsın. Sakın kötü davranmayın. O iyi bir çocuk. Sadece yaşadığı, yetiştiği ortamın kurbanı. Gelişmeleri bana haber verin! Tam gitmeye hazırlanırken zaptı tutacak olan memur seslendi arkasından: - Müdürüm, zanlı sizi istiyor. Harun merakla geri dönüp başını uzattı sorgu odasına. Alper ayağa kalkmıştı: - Seni görecek miyim bundan sonra? Beni burada bırakıp gitmeyeceksin değil mi? Harun içinin ezildiğini fark etti. Başını iki yana salladı: - Seni bırakmayacağım delikanlı. Tabii ki göreceksin. Merak etme. Bir sıkıntın olursa bana ulaş! Odanın kapısını kapatarak uzaklaştı. Alper sorgu ifadesini yazacak olan memurla yalnız kalmıştı. - Memur Bey, kim bu adam? - Narkotik şube müdürü Harun Kaya. Alper durakladı. Şaşkın bir şekilde bakıyordu memurun yüzüne. Beyninde şimşekler çakıyordu o anda. Karmakarışık düşünceler dolanıyordu kafasında. Kendi kendine mırıldandı: "Harun Kaya mı? Soyadlarımız aynı. Harun.... Bu ismi biliyorum ben... Bu ismi biliyorum bir yerden..." Bir anda nasıl olduğunu bilmeden geceleri gözünün önüne gelen o esmer, ufak tefek kadını düşündü. Hiçbir bağlantı kuramıyordu aklına gelenlerle ilgili. Birden bir kadın sesi çınladı kulağında: "- Alper, Harun Ağabeyinin sözünü dinle yavrum..." Şaşkındı. Beyni zorlanıyordu sanki. Polis memurunun sesiyle kendine geldi: - Başlayalım delikanlı. Bize ifadeni tekrar et, zapta geçireceğiz. Alper, Harun'a anlattıklarını tekrar etti. İfadesinin altını imzaladı. Kafası hâlâ genç polis müdüründeydi. İşlemler bittikten sonra nezarethaneye götürüldü. - Burada savcıya çıkmayı bekleyeceksin. Gelip seni alacaklar. Alper usulca mırıldadı: - Bir sigara yok mu? Polis cebinden bir paket çıkartıp uzattı. Demir parmaklıkları kapattı. Alper bir kaosun içine girmiş gibiydi. Beyni uyuşuyor, başsız sonsuz düşünceler kafasında uçuşuyordu adeta... > DEVAMI YARIN