Nejat hemen ameliyata alınmış, bacağındaki kurşunun çıkartılması için gerekenler yapılmaya başlanmıştı. Her şey yarım saat içinde olup bitmişti. Nejat ise kan kaybından dolayı kendini kaybetmiş, olan bitenin farkında değildi... *** Bahar, Umut'u okuldan aldıktan sonra biraz alışveriş yapmış ve eve gelmişti. Kendisini yorgun hissediyordu. Bir süre odasında oturup oğlunun dersleriyle ilgilendikten sonra akşam yemeği için aşağıya indi. Cevdet Bey yeni gelmişti. Keyifli bir şekilde salonda karısıyla sohbet ediyordu. Bahar dilinin ucuyla babasına "hoş geldin" dedikten sonra televizyonun karşısındaki koltuğa oturdu. Umut, Emine ile birlikte sofranın hazırlanışına yardım ediyordu. Televizyonda haberler başlamıştı. Cevdet Bey kızına döndü: - Aç şunun sesini, neler olup bitmiş bakalım. Bahar kumandayla sesi açtı. Ekranda görünen spiker: - Sayın izleyiciler, bültenimize flaş bir gelişmeyle başlıyoruz. Son zamanların yükselen Çelik Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Demir bugün silahlı bir saldırgan tarafından tabancayla vuruldu. Şimdi gelişmeleri almak üzere hastane bahçesindeki arkadaşımıza bağlanıyoruz. Bahar bir çığlık attı ve hızla babasına döndü. Cevdet Bey keyifli bir şekilde sırıtıyordu. Genç kadın yıldırım gibi fırladı yerinden: - Sen ne yaptın baba? Cevdet Bey sakin bir şekilde döndü kızına: - Ne yapmışım? - Sen yaptırdın, Nejat'a bunu sen yaptırdın... Kamuran Hanım kızının sözlerini duyar duymaz bir çığlık attı: - Yoksa... Aman Allahım... Bu o mu? Cevdet Bey de şaşkınlık içindeydi: - Ne yani, ben bir şey yapmadım, kim bu adam, tanıyor musun? Bahar inler gibi konuştu: - Bu Nejat! Onu öldürttün baba... Yeter artık, yeter artık yaptıkların, benim hayatımı mahvettin, ondan ne istiyorsun? Rahat bırak bu adamı artık... Cevdet Bey fırladı ayağa: - Beni neyle suçluyorsun sen? Bu sırada spikerin sesi duyuldu yeniden: - Nejat Demir'i vuran şahıs yakalanarak gözaltına alındı. Şu anda emniyetteki sorgusu devam ediyor. Zanlıyı Holdingin güvenlik görevlisi ve yoldan geçen vatandaşlar yakaladı... Cevdet Bey bunları duyunca sapsarı kesildi. Dudakları titremeye başladı. Korkuyla karısına döndü, çaresiz görünüyordu: - Benim avukatımı aramam lazım... Bahar gözlerini kıstı. Bu sözler sanki bir itiraf gibiydi... > DEVAMI YARIN