"Sen onun yıllardır aradığı oğlusun!.."

A -
A +

Betül koltuklardan birine ilişti. Yorgun bir ifade ile süzüyordu genç adamı: - Bakın beyefendi, aklı başında bir gence benziyorsunuz. Bu çok hayati bir konu. Eğer niyetiniz... Ahmet Nejat elini kaldırıp susturdu kadını: - Lütfen Betül Hanım... Ben ciddiyim. Gereken araştırma yapılsın. Eğer uyum sağlanırsa ben eşinize böbreğimi vermek istiyorum. Karşılığında da hiç ama hiçbir şey istemiyorum. Şaşkın bir şekilde güldü Betül. Bir türlü anlayamıyordu: - Çok teşekkür ederim. Sağ olun da... Ahmet Nejat sert bir sesle sordu: - Siz eşinizin iyileşmesini istiyor musunuz, istemiyor musunuz? Önünüze denenmesi gereken bir fırsat çıkmış, şimdi bunun nedenini niçinini mi sorguluyorsunuz? Eski bir borç ödemesi diyelim.... Bir görev diyelim... Mutlaka bir isim mi takmak zorundasınız? Betül gözlerini kıstı. Dikkatle baktı karşısındaki genç adama. Onun yüz hatlarının Faruk'a olan benzerliğini o anda gördü. Konuşma şekli, hareketleri tıpa tıp aynıydı. Hafif bir çığlık fırladı dudaklarından. Gözleri açıldı dehşet içinde: - Sen osun... Evet, evet sen osun. Sen onun yıllardır aradığı oğlusun... Şaşırma sırası Ahmet Nejat'a gelmişti. Yüzü bir anda sarardı, kekeledi: - Siz... ben... Siz biliyor musunuz? Betül ayağa fırlamıştı: - Biliyorum, her şeyi biliyorum ben. Yıllardır içinde bir acı olarak yaşadın hep. Hep merak etti seni, hiç görmediği yavrusunun özlemini hep taşıdı benim kocam. Allah'ım... evet, evet, inşallah sen kurtarabilirsin onu... Hiçbir şeyin düşündüğü gibi olmayışı Ahmet Nejat'ı tedirgin etmişti. Betül ise yerinde duramıyordu. Kolundan yakaladı genç adamı: - Doktor beyin odasına gidelim... Hemen görelim doktoru.... Allah'ım, çok şükür sana, çok şükür Allah'ım... Hızır gibi yetiştin evladım... Koridorda çılgın gibi koşuyordu kadın. Kolundan tuttuğu Ahmet Nejat ise ona ayak uydurmaya çalışıyor, ama yetişmekte zorluk çekiyordu. Faruk Beyin doktorunun odasına yıldırım gibi daldı Betül: - Doktor Bey bulduk... Vericiyi bulduk... Doktor şaşkınlıkla baktı kadına: - Betül Hanım sakin olun, lütfen oturun. Ne buldunuz? Kadın nefes nefeseydi: - Faruk'a böbrek bulduk. İşte... Bu delikanlı verecek... Doktor gözlüklerinin üstünden Ahmet Nejat'a baktı. Sonra gülümsedi: - Betül Hanım, olayı anlatmıştım size... Bu böbreğin dokularının uyum sağlaması çok önemli bizim için. Betül ellerini kaldırdı havaya. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Adeta haykırdı: - Tamam işte, bu delikanlı Faruk'un oğlu, öz oğlu hem de! Şaşırma sırası doktordaydı. Hayretle baktı genç adama. Ahmet Nejat omuzlarını kaldırdı, gülümsüyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.