"Sen üzülme Kadriye Hanım"

A -
A +

Ferda Hanım kapının açıldığını duyunca telaşla çıktı yatak odasından: - Kadriye? Nerelerdesin sen? Çok merak ettim, Ne oldu kızım? İşi bıraktın mı yoksa? Memnun değil misin? Kadriye mantosunu özenle çıkartıp başının örtüsünü çözüp yeniden bağladı: - Yok Ferda Hanım, kusuruma bakmayın ne olur... Çok kötü şeyler oldu... Sabah erkenden oğluyla birlikte çıkmış, önce okula uğramıştı. Harun'un öğretmenine meseleyi anlatmış, özür dilemişti. Ardından küçük çocuğun geri kaldığı derslerini en kısa zamanda tamamlayacağına söz vermişti. Öğretmen gözleri dolu dolu dinlemişti Kadriye'yi. Sonunda başını sallamıştı: - Sen üzülme Kadriye Hanım. Harun çok akıllı bir çocuk, çok da çalışkan. Derslerini hiç mesele yapma. Ama bir rapor alman lazım. Ben sana yardımcı olacağım o konuda. Bu kadar uzun süreli devamsızlıklarda doktor raporu getirmen şart. Ama kolay alırız. Dert etme. Çok üzüldüm olanlara. Allah yardımcın olsun, ne diyeyim. Ben Harun'la ilgilenirim. Kaybetmek istemem bu kadar akıllı bir çocuğu. Memnun olmuştu Kadriye. Hiç olmazsa çocuğun okulu problem olmayacaktı. Hayat kaldığı yerden eksikleriyle de olsa devam etmek zorundaydı. Okuldan çıkıp cebindeki son kuruşla minibüse binmiş ve Ferda Hanımlara gelmişti. Ferda Hanım merak ve endişe dolu gözlerle süzdü genç kadını: - Ne oldu Kadriye? Derin bir nefes aldı. Bitkin görünüyordu. Günlerdir süren uykusuzluk ve huzursuzluk, içini kemiren endişeler ve merak, bir de üstüne üstlük evlatlarına duyduğu özlem, bitkin düşürmüştü genç kadını. Kısık bir sesle anlattı olanları. Ferda Hanım dehşet içinde dinliyordu. Kadriye sözlerini bitirdikten sonra yanaklarından süzülen iki damla yaşı usulca sildi: - İşte böyle Ferda Hanım. Şaşırdım kaldım ne yapacağımı... - Vah canım ayol! Çok üzüldüm Kadriye, inanılmaz derecede üzüldüm. Ne yapabilirim senin için bilmiyorum... Keşke yardımcı olabilsem... Kadriye hüzünle baktı genç kadına: - Sağ olun Ferda Hanım, sizin sözlü desteğiniz yeter bana. Kusura bakmayın, size de haber veremedim. Ferda Hanım elini kaldırdı: - Yok canım, o hiç önemli değil... Ne olacak! Biz sadece merak ettik. Hatta Dinçer gidelim arayalım bile dedi. Ama ne yalan söyleyeyim, buradan memnun kalmadığını düşündüm, işini bıraktı herhalde dedim... Kadriye acı dolu bir tebessümle cevap verdi: - Olur mu öyle şey Ferda Hanım... Çok memnunum ben sizlerden... Ferda Hanım gülümsedi - Biz de senden çok memnunuz Kadriye. Eminim şu içinde bulunduğun kötü durum da bir şekilde düzelecektir. En azından yabancı yanında değil çocukların, babalarıyla birlikte... Kadriye başını iki yana salladı: - Ah Ferda Hanım, bir güvenebilsem, bir inanabilsem iyi olduklarına... Ağlamaya başlamıştı. Ferda Hanım onu teselli edebilecek söz bulamadı. Yine de bir şeyler söylemek istedi: - Ben inanıyorum ki bir süre sonra gelecekler Kadriye, Sabret kızım... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.