Coşkun yoldan bir buket çiçek yaptırdı. Etiler İstanbul'un lüks semtlerinden biriydi. Gerçekten çok güzel evler vardı. Hayranlıkla izliyordu etrafını genç adam. Büyük bir sitenin güvenlik kapısından girdiler. Geniş bir otoparka bıraktı Arzu arabasını. Evler on üç katlı büyük bloklardı. - İzmir'e benziyor mu İstanbul? Coşkun dudak büktü: - Yok canım. Belki burası biraz Mavi Şehir'i andırıyor ama İstanbul çok başka. Ürktüğüm kadar varmış. Son derece zevkli bir peyzaj düzenlemesinin arasından sağdaki bloka doğru yürüdüler. Arzu apartman kapısını şifreli bir kartla açıp içeri girdi. Coşkun hayatında bu kadar büyük bir girişi olan hiçbir ev görmemişti. Dört tane asansör vardı yan yana. Bir tanesine bindiler. Genç kız düğmeye bastı. - Üçüncü katta oturuyoruz biz. Daha yüksekten alacaktık ama babam yüksekten korkar. Kıkırdadı bu sözlerden sonra. Coşkun onun evin yaramaz küçük kızı olduğunu düşündü. Apartman dairesinin önüne geldikleri zaman genç adam heyecanlı olduğunu hissetti. Kapı açılınca evdeki hizmetçi kız gülümseyerek kenara çekildi: - Hoş geldiniz küçük Hanım, siz de beyefendi. Beyefendi ve hanımefendi salondalar. Akif Bey de içeride. Arzu, Coşkun'a döndü: - Ekip tamam demek ki! Gel haydi. Ev gerçekten çok güzeldi. Çok ince bir zevkle döşendiği belliydi. Her tarafta krem rengi ve bordo hakimdi. Salon tam bir cepheyi kaplıyordu ve aydınlatmasından döşenişine kadar oldukça lükstü. Mithat Bey ayaktaydı. Kadife bordo rengi koltukların tekli olanında uzun boylu, kırlaşmış saçları, siyah gözlükleriyle yakışıklı bir adam ayak ayaküstüne atmış, elindeki bir dergiye bakıyordu. Neriman Hanım ise muhteşem bir görüntüsü olan sofranın başında son kontrollerini yapıyordu. - Vay, sevgili meslektaşım, hoş geldiniz. Mithat Bey samimi bir ifade ile gelip Coşkun'un elini sıktı. Neriman Hanım da yanlarına geldi. Tokalaştılar. Coşkun elindeki gül buketini Neriman Hanıma uzattı: - Bunlar sizin için efendim. Kadın memnun gülümsedi: - Çok naziksiniz Coşkun Bey. Teşekkür ederim. Mithat Bey genç adamın sırtına koydu elini: - Gel seni Akif Ünlüer ile tanıştırayım. Hocaların hocası! Coşkun kır saçlı adama baktı ve o anda garip bir tedirginlik hissetti. Elleri terlemişti... DEVAMI YARIN