"Seni bir delikanlı bekliyor Yasemin"

A -
A +

Sinan gece boyunca Yasemin'den gözlerini ayırmamıştı... Artık paydos deyip kalktıkları zaman ise Sinan Şeref'e yaklaşmış teşekkür etmişti. Şeref de gençlerle birlikte balığa çıkmak için söz vermişti. Aslında av yasağı başlamıştı ama ufak tefek, zevk için kaçamak da olsa bir şeyler yakalayabilirlerdi. Yasemin ise buna hemen itiraz etmiş, ya bir dahaki seneye, ya da yasak kalktıktan sonra balığa çıkabileceklerini söylemişti. Onun tepkisi üzerine onlar da geri adım atmışlar balık işinden vazgeçmişlerdi. Bunun üzerine Sinan: - O zaman yarın sizinle Karaburun'u gezmeliyiz. Bize bu şirin kasabayı tanıtmak sizin göreviniz Yasemin. Şeref reisin izni olursa yarın sabah saat onda sizi kumsaldaki çay bahçesinde bekleyelim. Hem birlikte kahvaltı ederiz hem de sonrasında bize Karaburun'u gezdirirsiniz. Söz mü? diyerek genç kızla buluşmayı garantilemişti. *** Yasemin bütün gece ise heyecandan uyuyamamıştı. Sinan'la zaman zaman göz göze geldiğinde içinden ılık bir şeylerin aktığını hissetmiş, bir tuhaf olmuştu. Son bir kez aynada kendine baktıktan sonra çıktı. Şeref çoktan dükkana gitmişti bile. Dükkanın önünden yürüdü. Babasına seslendi: - Baba, ben gidiyorum... - Tamam kızım. Paran var değil mi? - Var babacığım. Hoşça kal... Elini sallayarak toprak yoldan kıyıya doğru inmeye başladı. Sahil ufak bir koydu. Balıkçı tekneleri iskeleye bağlanmış, ağlar toplanmıştı. Sahildeki çay bahçesinin önünü sulayan Temel Reis Yasemin'i görünce doğruldu ve elini beline koydu: - Doktor Hanım, bugün çok sıcak. - Haklısın Temel Reis. Daha şimdiden bastırdı. - Seni bekleyen bir delikanlı var burada. Bir saattir oturuyor şu masada. Yasemin teşekkür ederek o tarafa yöneldi. Sinan Beyaz bir şort ve gri bir tişört giymişti. Gözünde oldukça pahalı olduğu belli olan güneş gözlükleri ile çok yakışıklı görünüyordu: - Günaydın Yasemin. Çok teşekkür ederim geldiğin için. Beni çok sevindirdin. "ANNE SICAKLIĞI FARKLI BİR ŞEY" Yasemin Sinan'a gülümsedi. Masaya otururken etrafına bakındı: - Diğerleri nerede? - Özür dilerim. Daha uyanamadılar. Ben bekletmemek için erken geldim. Sizi bizim kampa götüreyim. Onları da alalım. Hep birlikte çıkarız. Ama önce kahvaltı edelim burada. Kahvaltı boyunca çeşitli şeylerden bahsettiler. Sinan son derece kibar, ölçülü davranıyordu. Oldukça içtendi. Yasemin onun yanında kendisini rahat hissettiğini fark etti. Genç adam bir ara sordu: - Eğer haddimi aştığımı düşünmezsen bir şey sormak istiyorum Yasemin, annen yok mu? Genç kızın gözlerinde bir bulut dolaştı. Başını iki yana sallayarak dudaklarını ısırdı: - Yok Sinan. Öldü annem. - Üzüldüm... Özür dilerim. - Yok önemli değil.. Ama biliyor musun ilk defa birisi bana annemi sorduğu zaman rahatsız olmadım. Alıştım artık herhalde... Sinan muzipçe gülümsedi: - Belki de ben sorduğum için rahatsız olmamışsındır... Yasemin tebessüm etti sadece. Çayından bir yudum daha aldı. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.