"Seni şirketin başına geçireceğim oğlum"

A -
A +

Cüneyt uçaktan inince bekleme salonunun camında babasını gördü. Sevindiğini belli eden bir gülümsemeyle koşar adımlarla yaklaştı babasına. Boynuna sarılıp öptü adamı. Kamil Bey onun omzunu sıvazladı: - Aklın başına geldi nihayet değil mi? Benim sözlerimi göz ardı etme dedim sana kaç kere. Seni senden iyi tanıyorum ben. Haydi bakalım Betül ablan da evde, seni bekliyor. Cüneyt suçlu bir çocuk gibi kafasını salladı. İçini sıkan her şeyin bir anda silinip kaybolduğunu fark etti. - Kusura bakma baba, ama sen hep söylersin her deneme bir tecrübedir diye. Ben de bir tecrübe yaşadım işte... Birlikte arabaya bindiler. Kamil Beyin vazgeçemediği Mercedes otomobili onlar biner binmez hareket etti ve cüssesinden beklenmeyen bir narinlikle kayar gibi manevra yaparak yola çıktı. Kamil Bey yanında oturan oğlunun dizinin üzerine koydu elini: - Anlat bakalım, neydi seni bu hale getiren? Omuzlarını kaldırdı Cüneyt: - Ne bileyim baba, belki bir değişiklik yapmak istedim hayatımda, ama gördüm ki bana göre değil. Ben evliliğe henüz hazır değilim. Ha, aklıma gelmişken, Feridun Amcayı arayalım da şu boşanma işini hemen halletsin. Uzun süreceğini sanmıyorum. Kamil Bey keyifli bir şekilde gülümsedi: - Sen o tarafını merak etme, hemen hallederiz. Birkaç kuruş veririz kıza, mağdur olmasın. Zaten amacı da bu olsa gerek. Kimse kimseyle bir hafta içinde evlenmez yoksa... Cüneyt rahatlamış bir şekilde arkasına dayandı. Özlemişti İstanbul'u. Trafik yoğundu her zamanki gibi. Bakırköy'den sahil yoluna çıktılar. Boğazın girişindeki o muhteşem manzara insanı gerçekten çok etkiliyordu... Keyifle seyretti etrafını Cüneyt. Kamil Beyin sesiyle kendine geldi: - Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun? Omuzlarını kaldırdı genç adam: - Bilmiyorum baba! Hiçbir şey düşünmedim daha... Kamil bey kuruyan dudaklarını diliyle ıslattıktan sonra devam etti: - Ben düşündüm ama, seni şirketin başına geçireceğim. İşi öğreteceğim sana, ben yaşlanıyorum oğlum, yarından sonra bu performansla çalışamayacağım. Sağlığım gün geçtikçe eski zindeliğini yitiriyor. Cüneyt yüzünü buruşturdu: - Ben daha şirketin başına geçmeye hazır değilim baba... Kendimi bu iş için yeterli görmüyorum. Kamil Bey her zamanki gibi, önce düşündü, sonra cevap verdi: - O zaman hazır olana kadar bekleriz. Cüneyt gözlerini açtı: - Ben ablamla Amerika'ya gitmek istiyorum. Orada kalmak istiyorum. Burada bana göre bir hayat yok. Kamil Şanlıdağ dudaklarını ısırdı. Eğer Cüneyt bu fikrinde samimiyse ne kadar yalnız kalacağını düşündü. Canından birer parça olan iki çocuğu da kilometrelerce uzakta olacaktı. Yakınında kimsesi olmayacaktı. Ama bu duygularını ifade etmesi yaşlı adamın ne karakterine uygundu ne de anlayışına. - Sen bilirsin oğlum, karar senin. Gitmek istersen gidersin... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.