Tülay ters bir şekilde baktı kayınvalidesine. Sonra dudak ucuyla "iyiyiz" diye mırıldandı ve başını çevirdi. Konuşmak istemediği her halinden belliydi. Odanın içinde bir anda esen soğuk havayı yumuşatmak için Şevket Bey atıldı: - İyi ki geldiniz çocuklar, uzun zamandır bir arada olmamıştık. Yalçın annesine bakarak bağırdı: - Anne, kurt gibi açım ben, ne zaman yiyeceğiz? Şefika Hanım gülümsedi: - Saffet enişteni bekliyoruz oğlum, birazdan gelecek... Yalçın manalı bir şekilde gülümsedi ablasına. O sırada onun yanağındaki morluğu gördü: - Abla, yüzüne ne oldu senin? Yadigar telaşla cevap verdi: - Kapıya çarptım Yalçın. Dalgınlık işte... Yalçın'ın gözleri kısıldı. Dudaklarını öne doğru uzattı: - Pek kapı çarpmasına benzemiyor bu... Sanki... Lafını tamamlamasına izin vermeyen Şevket Bey oldu: - Yalçın işler nasıl oğlum? Yine yoğun musunuz? Genç adam babasına döndü. Konuşmaya başladılar. Dikkatle bakıldığı zaman ortamın gergin olduğu belli oluyordu. Bu hava Yavuzlar geldikten sonra iyice belirginleşmişti. Mert, Payidar'la oynuyor, halasının kucağında durmadan konuşuyordu. Yadigar usulca Tülay'a sordu: - Nasılsın Tülay? Seni biraz zayıflamış gördüm... Tülay umursamaz bir şekilde baktı görümcesine. Sıkıldığını her haliyle belli ediyordu. Bir şeyler mırıldandı cevap olarak ama hiçbir şey anlaşılmadı. Yavuz atıldı ortamı düzeltmek için: - Saffet enişte nerede ki? - Bir işi varmış Yavuz'cuğum, beni bıraktı buraya, birazdan gelecek... Havadan sudan konuşmaya başladılar. Bir buçuk saat geçmiş Saffet hâlâ gelmemişti. Yalçın ayağa kalktı: - Eeee, bu gece açız anlaşılan. Saffet Beyin geleceği yok, abla, şu kocana bir telefon et de öğren gelip gelmeyeceğini. Yoksa çekip gideceğim ben... Şefika Hanım hafifçe inledi. Telaş içinde kocasına baktı yan gözle. Şevket Beyin yüzü sararmıştı. Yavuz da kardeşi gibi müdahale etti: - Gerçekten abla, biz erkenden kalkacağız. Yemeği yedikten sonra gideceğiz, çok yorgunuz, erken yatmak istiyoruz bu gece. Gelmeyecekse yiyelim ve gidelim. Tülay oturduğundan beri neredeyse ilk defa konuştu: - Ben sana söylemiştim Yavuz... Şevket Bey ayağa kalktı: - Tamam çocuklar, biz oturalım sofraya. Saffet gelince yer yemeğini. Haydi bakalım.... Şefika Hanım Yadigar'a baktı. Genç kadının üzüntüsü gözlerinden okunuyordu. > DEVAMI YARIN