Nalan koşar adımlarla koridorda ilerledi. Arkasından ona yetişmeye çalışan Aysel'in kısa, kesik soluğu duyuluyordu. 47 numaralı odanın önünde duran Nalan elindeki kâğıda baktı ve annesine döndü: - Burası... Haydi gel! Yavaşça kapının kolunu döndürdü. İçeriye uzattı başını. Ahmet Nejat, kolunda serumu takılı, yanında ne işe yaradıklarını bilmedikleri bir sürü alet ve kablolar arasında upuzun yatıyordu. Sakalları hafifçe uzamıştı. Ayak seslerini duyunca güçlükle açtı gözlerini. Nalan'ı görünce yüzüne bir tebessüm yayıldı: - Merak etmeye başlamıştım... - Ya ben? Ben meraktan öldüm. Böyle apar topar... Aman Allah'ım duyduğum zaman yerimden zıpladım... Ahmet Nejat memnun olmuştu bu ilgiden. Fısıldadı: - Demek beni merak ettin ha? Bu çok güzel işte... Tam o sırada genç kızın ardından uzanan başı gördü. Aysel gözleri dolu dolu bakıyordu yüzüne: - Aysel Teyze! - Oğlum, canım evladım benim. Ah be yavrum, tek başına mı girdin o ameliyathanelere, insan bir haber vermez mi? Nasıl meraklandık... Ahmet Nejat bitkin bir halde başını salladı: - Merak edecek bir şey yok Aysel Teyze, ben çok iyiyim. Size Betül Hanım haber verdi değil mi? Nalan başını salladı: - Evet, o telefon etti. Ne kadar kibar bir kadın.... Ağlıyordu telefonda sevincinden. Ahmet Nejat, öyle güzel bir iş yaptın ki... Seninle gurur duyuyorum... Genç adam serum takılı kolunu hafifçe kaldırdı: - Şunun altına bir destek koysanız... Aysel hemen atıldı. Boş duran bir yastığı dikkatle yerleştirdi delikanlının kolunun altına. Eğildi: - Oğlum, ne getirelim sana? Neye ihtiyacın var? - Bir şeye ihtiyacım yok Aysel Teyze, gelmeniz yeter. Betül Hanım her şeyi halletti. Bu gün sabah gidip bana bir takım pijama almış sağ olsun... Ne gerekiyorsa her şeyi getirmiş. Az önce yanımdaydı. Aysel Hanım ciddi bir şekilde sordu: - Ya Faruk Bey? O nasılmış? Dudak büktü Ahmet Nejat: - Ben son konuştuğumda daha ameliyathanedeydi. Ondan sonra bilgi alamadım. Birazdan öğreniriz sanıyorum. Ben de merak ediyorum. Nalan yanı başına oturdu genç adamın. Gözlerinin içi gülüyordu: - Zor olmadı değil mi? Canın yanıyor mu? Başını iki yana salladı Ahmet Nejat: - Yok canım, hiçbir şeyim yok henüz. Sen okula gitmedin mi? Nalan kaşlarını kaldırdı, muzip bir şekilde konuştu: - Şimdi okulu düşünecek halim yok... Sen ayağa kalkınca bana yardımcı olursun artık.... > DEVAMI YARIN