"Seninle konuşmak istiyorum Nihal!.."

A -
A +

Sabah erkenden uyanmıştı Nihal... Birkaç lokma ekmek ve peynir yedikten sonra pardösüsünü giyerek çıktı evden. Dışarıdaki hava sisliydi. Biraz dikkatli bakınca otların üzerindeki çiğ damlalarını fark etti. Gayri ihtiyari gülümsedi. Hızlı adımlarla yürümeye başladı. Bir iki komşusunu selamladıktan sonra caddeye çıktı. Güneş sis perdesinin ardından yüzünü gösteriyordu. Yine de sabah ayazı yakıcıydı. Pardösüsünün yakalarını kaldırıp ellerini cebine soktu. Kendisini yorgun hissettiği için yürümemeye karar verdi. Otobüs durağına doğru yöneldi. Kalabalıktı. Biraz geride durarak beklemeye başladı. Mide bulantıları çok fazlaydı. Yüzü solgun görünüyordu. Neden sonra fark etti durmadan korna çalan Faruk'u. Heyecanlandı. Yüreği hızla atmaya başlamıştı. Etrafına bakındı çekinerek, sonra hızla arabaya yöneldi. Ön koltuğa oturur oturmaz döndü, genç adamın yüzüne baktı: - Faruk, ne oldu sabahın bu saatinde? Faruk cevap vermeden yola baktı ve gaza bastı. Araba yaylanarak fırladı. Sonunda döndü genç kadına: - Seninle konuşmak istedim. Nihal dudaklarını ısırdı, usulca mırıldandı: - Benim de seninle konuşacak şeylerim var. Faruk gülümsedi: - İyi ya, o zaman iyi ki gelmişim... Biraz vaktin var mı? Nihal hayretle baktı genç adamın yüzüne: - Şimdi mi? Mümkün değil, dükkana gitmem lazım. Geç kalamam. Faruk yüzünü buruşturdu: - Benim de sonra önemli işlerim var. Babama gideceğim. Sanırım bir görev dağılımı yapacak. Mutlaka gitmem lazım. Şimdi konuşmak zorundayız. Ben patronunla konuşur, bir iki saat izin alırım. Nihal tedirgin olmuştu: - Hayır, ben söylerim, senin bir şey söylemene gerek yok. Biraz dükkanın önünde beklersen eğer... Faruk başını salladı. Gözlerini yoldan hiç ayırmıyordu. Nihal onda bir gariplik olduğunu hissetmişti: - Bir şey mi oldu? Dudak büktü genç adam: - Yoo, biraz üşütmüşüm herhalde, dün gece de pek uyuyamadım. Sıcaktı ev. Geç yattım zaten... Film izledim. Kitap okudum. Anlayacağın akşamdan kalma bir yorgunluğum var. Nihal sevgiyle gülümsedi: - Dün gelirsin zannettim. İzin günümdü biliyorsun. Faruk başını iki yana salladı: - İşim vardı Nihal. Bu aralar bayağı yoğunum. Omuzlarını kaldırdı genç kadın: - Bana da Aysel geldi, geç vakte kadar oturduk. Evdeydim yani... Cevap vermedi Faruk. Bu işi bir an önce bitirip gitmek için can atıyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.