Oğuz kapıdan çıkarken annesinin yanağına bir öpücük kondurdu. Betül dudaklarını ısırarak baktı oğlunun yüzüne. Onu son defa kendisine bu kadar yakın görüyor olabilirdi. Oğuz, Murat'la görüşmeye gidiyordu. Israrla konuşmak için aramıştı Murat delikanlıyı. Betül yapabilecek hiçbir şey olmadığını düşünüyor ve kahroluyordu. Kimseyle paylaşamamıştı olanları. Oğuz kapıyı kapattıktan sonra gözlerini kapattı. Sicim gibi yaşlar dökülüyordu yanaklarına: - Güle güle oğlum, güle güle evladım, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak... Oğuz evden çıkar çıkmaz bir taksi çevirdi. Murat'la Karşıyaka iskelesinde buluşacaklardı. Randevu yerine geldiği zaman adamın beklemekte olduğunu gördü. Taksinin parasını verdi ve gülümseyerek yaklaştı Murat'a: - Murat Amca, benimle konuşmak için bu kadar ısrar edince meraklandım, özlemişim seni zaten, aslında bahane de oldu... Gel, güzel bir çay bahçesi var ileride, gidelim oraya... Murat sevgiyle baktı oğluna. Sanki onu beynine kazımak istiyor gibiydi. Hayattaki tek isteği onunla zaman geçirmek, onunla hayatı paylaşmak, onunla balık tutmak, onunla gezmek, yüzmek, yemek yemek kısaca onunla yaşamaktı. Ağzından çıkacak birkaç cümle belki bunlara kavuşmasını sağlayacaktı. Masaya oturdular. İzmir'in insanı ferahlatan imbatı esmeye başlamıştı. Oğuz gülümsedi: - Ne içersin Murat Amca, bugün benim misafirimsin... Güzel yer değil mi burası? Biz babamla geliriz buraya. Küçüklüğümden beri beni buraya getirir. Ben çocukken burada denizi seyredermişim. Babam da gazetesini okurmuş. Hâlâ geliriz canımız sıkılınca... Murat oğluna baktı dalgın bir şekilde: - Babanı çok mu seviyorsun Oğuz? - Çok tabii ki Murat Amca, insan babasını sevmez mi? Ama benim babam farklıdır biraz. O baba olduğu kadar arkadaştır, ben her şeyimi onunla paylaşırım, onunla dertleşirim, hiç gizlim saklım yoktur. Bu hayatta dayanamayacağım tek şey sanırım babamın yokluğudur. Onu babam olduğu için değil sadece, insan olarak da çok seviyorum. O mükemmel bir adamdır. Murat arkasına yaslandı, düşünceliydi. Oğuz ona doğru eğildi: - Benimle ne konuşacaktın Murat Amca? Adam başını kaldırdı, delikanlının gözlerinin içine baktı: - Sana... Sana söylemem gereken bir şey var Oğuz! Yutkundu. Oğuz merakla dinliyordu. Yavaşça boğazını temizledi ve devam etti: - Sana söylemem gereken bir şey var... Ben seninle... Yutkundu, gözleri uzaklaştı sanki oradan, uzaklara bakıyor gibi bakıyordu oğlunun yüzüne: - Ben seninle vedalaşmaya geldim Oğuz... Gidiyorum buradan, oteli devrediyor ve uzaklara gidiyorum. Dostluğunu hiçbir zaman unutmayacağım. Kendine iyi bak olur mu? Ağlamamak için zor tutuyordu kendisini. Oğuz elini uzattı: - Murat Amca senin için ne iyiyse doğru olan odur mutlaka. Hoşça kal, bir gün yeniden yolun düşerse buraya, ben hep varım. Ben de babam da seni misafir etmekten onur duyacağız... > DEVAMI YARIN