Yalçın sabah erkenden gelmişti babasının evine. İki yaşlı sabaha kadar uyumamışlardı. Onların bitkin halini görünce dayanamadı genç adam: - Ne oluyor size böyle? Bu haliniz ne? Şevket Bey inler gibi konuştu oğluyla: - Kardeşin, Payidar gitti Yalçın, evli bir adamla ilişkisi varmış, adamın karısı geldi evimize, bu ilişkiye son verin dedi. Şerefimiz iki paralık oldu... Annen mahvoldu. Ben desen öyle... Bir tokat attım Payidar'a... O da terk edip gitti... Ne yapacağız bilmiyoruz Yalçın. Yalçın bir an durakladı. Payidar'ın ayrılması demek evden bir kişinin eksilmesi demekti. Belki Neslihan'ı böylece daha kolay ikna edebilirdi. O zaman ya annesi ya da babası kendilerinde kalır, diğeri ise Yadigar'ın evinde yaşardı. Sevinmişti bu habere: - Koskocaman kız baba, bırakın istediği gibi yaşasın. Kim karışabilir ki!.. Şevket Bey gözlerini hayretle açmıştı: - Sen böyle mi düşünüyorsun oğlum? Yalçın başını salladı: - Devir değişti artık baba. Şimdi karnın nerede doyuyorsa orada yaşıyorsun, Payidar da kendi seçimini kendisi yapmış işte... Üzülme boşuna. Şevket Bey acı içinde yüzünü buruşturan karısına baktı yan gözle, Şefika Hanım bir gecede on yaş daha yaşlanmış gibiydi. Sonunda yaşlı adam mırıldandı duyulur duyulmaz bir sesle: - Bizim değerlerimiz yitip gitmiş demek ki... Bir ağabey kız kardeşi için böyle düşünürse gerisi ne olur ki, vah zavallı ailem, vah zavallı değerlerim... Demek ki şeref, haysiyet, namus artık önemli değil... Yalçın önemsiz bir konuyu görüşüp bitirmişler gibi atıldı: - Neyse, boş verin bunları, toplandıysanız eğer, şu eşyaları halledelim, ben bir eskici ayarladım, gelip bakacak eşyalara... Bunları beraberinizde götürmeyi düşünmüyorsunuz herhalde... Koyacak yer yok.. Şevket bey şaşkınlıkla baktı: - Oğlum bir depoya koyacaktık hani? İleride kendi evimiz olunca yeniden eşya mı alınacak? Yalçın omuzlarını kaldırdı: - Onu o zaman düşünürüz baba, şimdi depoya boş yere para mı vereceksin? Hiç olmazsa eşyaların satışından aldığın parayı harcarsın keyifle... Şefika Hanım gözlerini kıstı ve sadece kendi duyabileceği şekilde mırıldandı: - Keyifle mi? Artık keyif mi kaldı, yuvamı ellerimle dağıtıyorum ben... Şevket Bey ayağa kalktı: - Şimdilik dursun Yalçın, depo parası neyse ben veririm. Eşyalarımızı satmayacağım. Genç adam sinirlenmişti: - Hep böyle kafanın dikine gidiyorsun baba, bırak da biz halledelim artık senin aklın ermiyor eskisi gibi... Yaşlı adam dişlerini sıktı. Bugüne kadar hiçbir çocuğuna yüksek sesle konuşmamıştı ama artık dayanamıyordu. Öfke ile "hayır, benim dediğim olacak" diye haykırdı!.. > DEVAMI YARIN