Doktordan çıktıktan sonra bir müddet yürüdüler. Doktor yapması gereken şeyler içinde mutlaka yürüyüş olduğunu ısrarla tekrarlamıştı. Sonunda Serpil kocasının koluna asıldı: - Yoruldum Zafer... Gidelim artık... Genç adam hemen başını salladı: - Sen burada dur hayatım, ben arabayı alıp geleyim, bir daha geri yürüme. Bak şurada bir kafeterya var. Orada otur istersen. Beş dakika içinde gelirim. Hemen koşar adımlarla geri döndü genç adam. Serpil derin bir nefes alarak beklemeye başladı. Az sonra arabalarına binmişler dönüyorlardı. Zafer gülümsedi karısına: - Bak doktoru duydun, yemek konusunda artık yan çizmek yok. Kendine iyi bakacaksın. Başını salladı Serpil: - Biliyorum, zaten biliyordum ama inan ki içim istemiyordu. Sanki bir lokma alırsam içim dışıma çıkacak gibi geliyordu. Buz gibi oluyordum. Zafer gülümsedi: - Tamam, seni anlıyorum; ama bundan sonra daha farklı olacak. Sen canının ne istediğini söyle yeter. Ne istersen ama ne istersen sana bulur getiririm. Serpil sevgiyle baktı kocasına. Bütün heyecanına, telaşına rağmen, aceleciliğine rağmen son derece rahatlatıcı buluyordu. - Sen o kadar iyi bir insansın ki Zafer, benim en büyük şansımsın sen biliyor musun? Senin varlığın yüzünden hiçbir düşüncem kaygım yok benim hayata karşı, biliyorum sen her şeyin üstesinden gelirsin. Her ne kadar bu işi yaparken kendin telaş ve heyecandan mahvolsan da... Zafer dudaklarını salladı bu son sözler üzerine. Ve günlerdir ilk defa Serpil bir kahkaha attı: - İşte bu halini de çok seviyorum... Karı koca sevgiyle baktılar birbirlerine. Zafer neşesi yerine gelmiş bir şekilde sordu: - Alışveriş merkezine uğrayalım mı, canının istediği bir şey varsa alalım. Yaklaşık bir saat kadar geçirdiler alışveriş merkezinde. Elleri kolları dolu olarak ayrıldılar. Eve geldikleri zaman Hadiye Hanım merakla bekliyordu onları. Zafer karısının arkasından annesine her şeyin mükemmel olduğunu anlatan bir işaret yaptı. Serpil doktor hanımın dediklerini nakletti. Hadiye Hanım gelininin toparlandığını ve hayata yeniden döndüğü görmekten mutluydu. Genç kadın odasına giyinmek için gidince oğluna döndü ve gülümsedi: - Sabır demişti baban değil mi oğlum, bak her şey yoluna giriyor çok şükür. Zaman kadar iyi bir ilaç yoktur yavrum... Zafer sevinçle sarıldı annesine. Karısının yeniden eski haline döndüğünü görmek onu son derece mutlu etmişti. Serpil'e olan düşkünlüğü had safhadaydı ve tüm hayatı karısıydı genç adamın. Onsuz yaşayamayacağına inanıyordu... > DEVAMI YARIN