Aylin elinde olmadan bir kahkaha attı. Onur genç kızla konuşmaya devam ettikçe duygularının daha da yoğunlaştığını fark ediyor, eli ayağı, yüreği titremeye devam ediyordu. Aylin saçlarını geriye atarak kaşlarını kaldırdı: - Ne konuşacağız? Omuzlarını kaldırdı genç avukat: - Şey... bilmem... yani... Aylin muzip bir ifade ile sordu: - Siz avukattınız değil mi? Başını salladı Onur: - Evet, avukatım. Genç kız gülüşünü saklamak istercesine başını eğdi: - Anlıyorum. Sesinde alaycı bir ifade vardı. Onur atıldı: - Avukatların da bazen dillerinin tutulduğu anlar olur Aylin Hanım. Şu an öyle bir an işte. Benim de dilim tutuldu. İnanın ağzımdan çıkanı duyup duymadığımdan emin değilim. Birkaç saniye genç adamın yüzüne baktı Aylin, sonra yine dudaklarındaki o muzip tebessümle sordu: - Nereye gideceğiz? Bu sevimli genç adamdan hoşlanmıştı. Son derece yakışıklı ve kaliteli bir insandı. Bir an o da duygularına gem vuramamıştı sanki. Onur atıldı: - Ben buraları bilmiyorum. Kordon'u biliyorum... Aylin kaşlarını kaldırdı yeniden: - O kadar uzağa gidemem Onur Bey. Sadece yarım saat. - O zaman siz söyleyin ne olur. Karşıyaka? Olur mu? Aylin "eh" der gibi salladı başını: - Tamam Karşıyaka, evime daha yakın. Onur hemen kaldırımın kenarında bekleyen taksiye işaret etti, arka kapıyı açıp Aylin'in binmesine yardım etti. Sonra o da yanına oturdu ve şoföre: - Karşıyaka lütfen... dedikten sonra memnun bir ifade ile genç kıza gülümsedi. Sevinci onun bakışlarını çocuklaştırmış, son derece saf bir şekilde yüzüne memnuniyeti yansımıştı. Yol boyunca Aylin hemen hiç konuşmadı. Dikkatle Onur'u izliyor, onun söylediklerini dinliyordu. Bu arada genç adamı inceden inceye incelemekteydi. Onur ise durmadan konuşuyordu. Sanki bir anda çocuklaşmış, içindeki o saf, tertemiz kişiliği serbestçe açığa çıkmıştı. - İzmir çok güzel bir kent. Biraz yapılaşması çirkin ama sanıyorum artık kontrol altına alıyorlar. Hem iklim olarak, hem de insanları... İkisi de çok sıcak. Bu kadar keyifli, bu kadar aydınlık bir kent olacağını tahmin etmiyordum. Yıllar önce bir kere gelmiştim. O zaman talebeydim. İzmirli bir arkadaşım vardır. Belki tanırsınız, Ünlü bir avukattır babası. Adnan Tokoğlu. Oğlu Fikret benim sınıf arkadaşımdır. Birlikte okuduk. Taksi Altınyol'u bitirmiş, Karşıyaka sapağından girmiş, Alaybey'e doğru ilerliyordu... > DEVAMI YARIN