Şevval şirketin Mecidiyeköy'deki büyük binasından içeri girer girmez kendisini karşılayan İstanbul sorumlu yöneticileri onu hemen toplantı odasına aldılar. Yaklaşık üç saat süren toplantı sonucunda yorgun bir şekilde dışarı çıkan Şevval karşısında gazetecileri görünce şaşırdı. Sayılı ekonomi ve siyasi dergilerin ve gazetelerin muhabirleri ve televizyoncular bu önemli toplantı hakkında bilgi almak için birbirleriyle yarışıyorlardı. Şevval kısa bir demeç verdi çalışmalarla ilgili olarak. Sonra izin isteyip gazetecilerin yanından ayrıldı. O sırada kalabalığı yararak yanına yaklaşan genç ve hoş bir bayanın seslenmesiyle durakladı: - Şevval Hanım! - Buyurun? - Ben ...... Dergisinden geliyorum efendim Adım Betül İnce. Eğer izin verirseniz sizinle özel bir röportaj yapmak istiyoruz. Ülkemizin başarılı iş kadınlarını tanıtmak amacıyla. Bir randevu verebilir misiniz? Şevval bu tür şeylerden pek hoşlanmazdı. Ama şirketin danışmanlarından birisi yanındaydı ve hemen genç kadının kulağına eğildi, fısıldadı: - Kabul edin Şevval Hanım. Bu şirket için bulunmaz bir reklam olur. Şevval genç muhabire döndü: - Peki Betül Hanım. Kaldığım otele bekliyorum sizi o zaman. Yarın saat on bir uygun mu? Muhabir heyecan ve sevinçle kafa salladı: - Çok teşekkür ederim efendim. On birde orada olacağım. Şevval gülümseyerek uzaklaştı. Toplantı başarılı geçmişti. Önlerindeki yol haritalarını belirlemişlerdi. Bu arada Şevval'in İstanbul'da ikamet etmesi için mobilyalı bir ev kiralanmasına karar verilmişti. Ertesi gün de kendisine bir araba tahsis edilecekti. Pazartesi günüden itibaren görevine başlayacaktı. Şirketin merkez binasında Şevval için bir oda hazırlanmıştı. Çalışma arkadaşlarının hepsiyle teker teker tanışmıştı. Toplantı sırasında Hazal otelde kalmak istemiş, annesini beklerken otelin yüzme havuzunda serinleyeceğini söylemişti. Şevval acele ediyordu kızına kavuşmak için. Bir taksiye atlayıp otele geldi. Hazal odadaydı. Sabahtan beri havuz kenarında güneşlenmiş ve yüzmüştü. Annesini görünce sevinçle bağırdı: - Bu kadar erken beklemiyordum seni, çok sevindim gelmene... - Yoruldum Hazal! Çok sıcak. Yarın saat on birde gazeteci bir bayan gelecek. Röportaj vereceğiz. Sen de olacaksın. Hazal ellerini çırptı: - Yaşasın, gazetelere çıkacağım desene... Şevval onun hâlâ çocuk olduğunu düşünerek sevgiyle gülümsedi... DEVAMI YARIN