Sıkıntılı günler başlıyordu!..

A -
A +

Kadim Efendi bir saat kadar süren ilişik kesme işlemlerini bitirdikten sonra ağır adımlarla şirketten çıktı. Yavaş yavaş yürüyerek durağa doğru ilerledi. Düşünceliydi. Aldığı üç beş kuruş maaşından başka gelirleri yoktu. Şimdi sıkıntılı günler başlayacaktı artık. Otobüse bindiği zaman sıkıntıdan terlemişti. Mahallesine gelince yine ağır adımlarla sokak boyunca ilerledi. Olanları kızına nasıl anlatacağını düşünüyordu. Arzu bütün bunları duyunca mutlaka çok şiddetli tepki verecek belki de Ömer'le ilişkisini hemen bitirmeye kalkacaktı. Ama artık ne olursa olsun Kadim'in, Arif Sıtkı Beyin şirketinde çalışması söz konusu olamazdı. Yaşlı adamın onuru kırılmıştı ve bu onun için olabilecek en ağır darbeydi. Evin kapısını açıp ayakkabılarını yan tarafa koydu, terliklerini giydi. Bu evi karısıyla İstanbul'a ilk yerleştikleri zaman yapmışlardı. Gecekonduydu ama sevimliydi. İki odası vardı. Kadim eşinin ölümünden beri oturma odasında yatıyordu. Kendi odalarını Arzu'ya vermişti. Oturma odasının kapısını açıp girdi. Arzu mutfaktaydı. Sesleri duyunca başını uzattı: - Baba, neden geldin sen, hasta mısın yoksa? Ellerini hemen tezgâhın üzerindeki küçük havluya kurulayarak oturma odasına geldi. Babasına hayretle ve endişe ile bakıyordu: - Ne oldu baba? Kadim eliyle kızının oturması için işaret etti. Arzu meraklanmıştı. Hemen kanepenin ucuna ilişti. Babasının konuşmasını bekliyordu. Kadim önce yutkundu, sonra konuştu: - İşten ayrıldım kızım... İlişiğimi kestim şirketle... Genç kız gözleri hayretten fal taşı gibi açılmış, hiçbir şey söylemeden bakıyordu babasına. Son derece zarif ve güzel bir kızdı. Uzun boyu, ince yapısı, manalı yüzü ve yeşil gözleri ile gören herkesin beğendiği bir tipi vardı. Gözlerinde her zaman hüzünlü bir ifade yer alıyordu. Naifliği, kibarlığı hareketlerine yansımıştı. Uzun yüzü, omuzlarına dökülen koyu kestane saçları, hafif kemerli burnu, biçimli dudakları ile herkesin hiç tartışmasız güzel diye nitelendireceği genç bir kızdı. - Baba, ama neden? Ne oldu ki? Omuzlarını kaldırdı Kadim Efendi: - Öyle gerekti kızım. Biraz birikmiş paramız var. Yeni bir iş bulana kadar idare ederiz, merak etme. Sakın üzülme böyle şeyler için. Arzu güzel olduğu kadar akıllı da bir kızdı. Bu ani ayrılışın nedenlerini tahmin etmek zor olmadı onun için. - Arif Bey mi çıkardı seni işten? Benim yüzümden değil mi? Biliyordum bunu! Kadim Efendi kaşlarını çattı: - Bu düşüncedeki insanların içinde zaten benim işim yok kızım. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.