"Şimdi yeni bir hayat kuruluyor"

A -
A +

Malikanenin bütün ışıkları yanıyordu. Zeynep odasında yanında Asuman Hanım ve arkadaşı Aylin, büyük boy aynasının önünde, sade, zarif gelinliğinin içinde dönüp duruyordu: - Aylin, şurada potluk yok değil mi? Aylin gözlerini açtı: - Ay, şimdi düşüp bayılacağım... Hiçbir yerinde hiçbir şey yok yahu... Deli ettin beni... Gülüştüler. Salonda ise Selim ve Cemile Hanım yan yanaydılar. Selim tekerlekli sandalyenin yanı başında, siyah takım elbisesinin içinde bütün yakışıklılığıyla gülümsüyordu. Cemile Hanım ise kızı için süslenmişti hayatında ilk defa. Saçlarını taratmış, lacivert bir bluz giymişti. Ayakları tertemiz, siyahlı yeşilli ince bir battaniye ile örtülüydü. Bir gün içinde yeniden doğmuş gibi hissediyordu kendisini. Münevver Hanım ise bir köşede Suzan'la konuşuyordu. Ozan yanında arkadaşı Haluk, durmadan saatine bakıyor heyecandan terliyordu. Başka davetli yoktu. Son anda nikahı malikanede yaptırmak için müracaat etmişlerdi. Hizmetkar Saniye ise koşturup duruyordu sabahtan beri. Cemile Hanım etrafına bakındı. Selim eğildi: - Bir şey mi istedin Cemile? - Hayır Selim... Sadece baktım. Bu evden iki gün önce bir cenaze çıktı. Şimdi bir hayat kuruluyor... Selim onun elini tuttu: - Bunları düşünme şimdi canım. Olması gereken olduğu gibi yaşanıyor. Kimse bizi suçlayamaz. Kalan ömrümüzü gönlümüzce geçirmeliyiz. Artık bitti Cemile, kötü günler, ıstırap dolu günler artık bitti. Bundan sonra sen, ben, kızımız ve damadımız bir aileyiz. Bir de torunumuz olursa sen seyreyle o zaman güzelliği... Nikah memuru gelmişti. Masa hazırdı. Gelin hanımın salona gelmek üzere olduğunu Asuman Hanım haber verdi. Selim hemen kapıya gidip kızını karşıladı ve masaya getirdi. Ozan heyecan ve hayranlıkla izliyordu Zeynep'in gelişini. On beş dakika sonra yasalar önünde karı koca olmuşlardı. Ayakta olan herkes genç çifti tebrik etti. Zeynep Ozan'ın elinden tutarak annesinin yanına geldi: - Anne, hayatımın en güzel günü, en mutlu günü bugün. Cemile Hanım sevgiyle baktı kızına: - Biliyorum canım, biliyorum, Allah seni çok ama çok mesut etsin. Bizim yaşayamadığımız bütün güzellikleri sana yaşatsın bir tanem. - Hep birlikte yaşayacağız annem... Münevver Hanım da gelmişti yanlarına. Zeynep ona da sarıldı sevgiyle: - Bir anda iki annem birden oldu... Bir de halam... etti üç.. Benden şanslısı var mı? Selim sevgiyle yaklaştı yanlarına. Bir elini kızının omzuna attı, bir eliyle de Cemile Hanımın elini tuttu: - Kaderimiz böyleymiş... Allah bize geç gelen bir mutluluk verdi. Hep birlikte doya doya yaşayalım bunu... Salonda bulunan herkes dolu dolu gözlerle; ama inanılmaz bir sevinçle izliyordu bu manzarayı... -SON-

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.