Yasemin mutfakta salata yapıyor, arada sırada ızgaranın sönmemesi için kömürleri döndürüyordu. Sinan boş masalardan birisine oturup başıyla kendisine gülümseyen Şeref'i selamladı. Mustafa hemen yanı başında bitivermişti. - Hoş geldiniz abi... - Hoş bulduk aslanım. Arkadaşlar da gelecek. Bekleyeceğim biraz. Balıklar taze değil mi? - Taze olmaz mı abi!.. Hepsi günlük. Ama biliyorsun av yasağı başladı, pek çok değil elimizde deniz balığı. Kültür ararsan var ama ben denizi tavsiye ederim. Lezzeti başka oluyor. İstersen ablama söyleyeyim, hemen ayırsın deniz balıklarından istediğin kadar... Sinan etrafına bakındı. Yasemin'i görememişti. Dudak büktü: - Ben kendim görüp seçemez miyim balığımı? Mustafa keyifli bir şekilde atıldı: - Tabii abi, ne demek? Buyur gel, hepsi dolapta. Mustafa ve Sinan mutfağa doğru yürüdüler. Ne olup bittiğini merak eden Şeref'e seslendi Mustafa: - Abi kendi balığını kendi seçecek. Şeref ayağa kalkmıştı: - Buyurun beyim, istediğinizi seçin hemen ayıklayalım. Size bir de güzel çoban salata yaparız. Sinan elini kaldırarak teşekkür etti. Mutfağın içine girdiği zaman Yasemin başına bir yemeni bağlamış, ocağın başına geçmişti. Sinan'ı görünce eli ayağına dolaştı bir anda: - Ooo, hoş geldiniz... Kusura bakmayın, burası çok dağınık. Tek başıma olunca ancak yetişiyorum. Sinan gülümsedi: - Size söz verdiğim gibi geldim işte. Balıklar çok değilmiş galiba. Deniz balığı yemek istiyorum. Seçmek için geldim. Babanız da salatanızı tavsiye etti. Yasemin mahcup bir şekilde gülümsedi: - Babam bayılır benim salatama. Gelen her müşteriye söyler. - Eminim ki doğruyu söylüyordur. Birazdan bizim çocuklar da gelecek. Ben dört tane çipura istiyorum. Izgarada yapıyorsunuz herhalde... - Evet, yanına da çoban salata değil mi? İkisi birden gülmeye başladılar. Aralarında oluşan sıcacık elektrik Mustafa'yı da mutlu etmiş gibi keyifle gülümsüyordu. Balıkları seçen Sinan dikkatle genç kızın yüzüne baktı: - Sizinle daha uzun sohbet etmek isterim. Sizi daha yakından tanımak istiyorum . *** Yasemin heyecanlıydı. Aynaya bir kez daha baktı, saçlarını düzeltti. Güneş gözlüğünü takıp kapıya yöneldi. Hayatında ilk defa böyle bir daveti kabul etmişti. Kumsaldaki Temel Reis'in çay bahçesinde buluşacaktı Sinan'la. Akşam geç vakte kadar oturmuştu gençler lokantada. Saat on birden sonra Şeref de masalarına gitmişti gençlerin. Birlikte gece yarısına kadar sohbet etmişlerdi. Yasemin de onlara katılmış, tadına doyulmaz derecede keyifli bir gece geçirmişlerdi. Şeref misafirlerine askerlik anılarını, balıkçılık hakkında enteresan şeyleri anlatmıştı. Sonra Yasemin okulundan bahsetmiş, okul hayatını anlatmıştı. Genellikle baba kız konuşmuşlar, gençler dinlemişlerdi... > DEVAMI YARIN