Sinirleri iyice bozulmuştu!..

Serpil evin kapısını çekinerek çaldı. Adile Hanım mahcup bir tavırla içeri giren kızına sertçe baktı: - Pes Vallahi! İnanamıyorum sana da o kardeşine de... Yazıklar olsun! Size yüz verdikçe astarını istiyorsunuz. Koskoca, neredeyse otuz yaşına yaklaşan kızımın yaptığına bak! Serpil kabanını çıkartıp terliklerini giydi. Geçirdiği muhteşem günün ardından evde böyle karşılanmaktan hoşlanmamıştı: - Tamam anne! Kırk yılda bir dışarı çıktım. Ne var bunda? Badana yapmaya karar verdiğin zaman bize mi sordun? Adile Hanım dişlerini sıktı: - Sormam lazımdı öyle mi? Cahit Bey bağırışları duymuştu. Yerinden kalkıp antreye geldi: - Neler oluyor yahu? Komşular duyacak sesinizi! Serpil sinirli bir şekilde baktı babasına: - Ne olacak, kırk yılda bir içim huzur dolu bir gün geçirdim, annem sağ olsun onu da rezil etmekte hiç geç kalmadı. Bıktım ben bu evin işinden baba! Hizmetçi gibi bütün gün temizlik, çamaşır, ütü... Bir türlü aklanıp paklanamadı annem... Cahit Bey kaşlarını kaldırdı karısına bakıp: - Tamam kızım, geç içeri, elini yüzünü yıka. Annen de yoruldu bütün gün. Haydi üzerini değiştir, ağız tadıyla yemeğimizi yiyelim. Serpil babasından aldığı güçle odasına doğru yürüdü. Biraz sonra günlük giysilerini giymiş, oturma odasına gelmişti. Adile Hanım beş karış suratla divanda oturuyordu. Cahit Bey sevgiyle baktı kızına: - Nereye gittin yavrum? Kiminle birlikteydin? Serpil yutkundu: - Arkadaşımla beraberdim baba. Sinemaya falan gittik, bir şeyler yedik, vitrinleri dolaştık. Güzel, keyifli bir gün geçirdim işte. Yaşlı adam başını salladı: - Allah içine sindirsin kızım. Serpil yan gözle annesine baktı: - Bazıları izin verse sinecek ama! Adile Hanım başını öte yana döndürdü. Sinirleri iyice bozulmuştu. Selim'i merak ediyordu. Özlem'e karşı duyduğu mahcubiyetten dolayı içi içini yiyordu aslında. Yavaşça yerinden kalkıp odadan çıktı. Cahit Bey karısını gözleriyle takip ettikten sonra fısıldadı kızına: - Sana değil, oğlana bozuk aslında. Özlem buradaydı ama Selim ortalarda yok!.. DEVAMI YARIN