"Size borcumu getirdim!.."

A -
A +

Coşkun nefesini tuttu ve Akif Ünlüer'in kapısının önünde birkaç saniye durdu. Sonra başını kaldırıp kapıyı iki kere tıklatarak içeriye girdi. Akif Bey masasında oturmuş, gözlükleri gözünde elindeki kağıtları okuyordu. Coşkun gözlerini kısarak baktı ona. Yıpranmış bir görüntüsü vardı. Genç adam nefesini tutmuştu. "Bu adam mı benim babam? Beni istemeyen, benden nefret eden, iki kuruş para vermekle sorumluluklarını yerine getirdiğini zanneden bu zavallı mı?" diye düşündü... Bu sırada Akif Ünlüer gözlüklerinin üzerinden içeriye giren gence bakmış ve kaşlarını çatmıştı. Okumayı bırakıp arkasına yaslandı. Yüzünde şeytani bir ifade vardı, sanki eline geçmiş bir fırsatın tadını çıkartıyor gibiydi: - Mesainize gelmediniz. Hiçbir mazeret bildirmeden hem de... Coşkun iki adım attı odanın ortasına doğru: - Size borcumu getirdim. Akif şaşırmıştı. Hayretle sordu: - Ne borcu? Coşkun elindeki büyük zarfı açtı ve banka dekontlarını masanın üzerine fırlattı: - Babama bugüne kadar yolladığınız paraları. Zarfın içinden paraları çıkarttı ve âdeta fırlattı adamın suratına: - Alacak verecek kalmadı Akif Bey... Akif bembeyaz olmuştu. Dudakları titriyordu. Şaşkın bir şekilde masanın üzerindeki tomarlara bakıyordu. Boğuk bir sesle inledi neden sonra: - Demek öğrendin ha? Coşkun üstünlüğün kendisinde olduğunu anlamıştı. Masaya yaklaştı ve ellerini dayayarak adama doğru eğildi: - Seninle hiçbir alışverişim yok benim, olamaz da... Aslında söylenecek çok şey var ama annem ve babam bana saygıyı da öğrettiler. Kendimi zorlayarak da olsa fazla konuşmamayı yeğliyorum, ama benimle uğraşma artık! Ben senin hiçbir şeyin değilim. Olmak da istemiyorum. Senden hesap falan sormak gibi bir niyetim de yok. Eğer benim için değerli olsaydın bu hesabı sorardım. Akif, boğuk bir sesle konuşmaya çalıştı: - Annen seni doğururken öldü! Acı ve alaycı bir gülümseme belirdi Coşkun'un dudaklarında: - Ben öldürdüm değil mi? Beni bir katil olarak gördün bunca sene, kendi öz oğlunu! Başını kaldırdı. Hatları sertleşmişti: - Bu mantığa karşı söyleyecek bir şeyim yok, benim için yoksun! Arkasını dönüp odadan çıktı. Akif koltuğuna âdeta yığılmıştı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.