Coşkun hastaneden içeri girip doğruca servis binasına doğru yürüdü. Saat sekizi biraz geçiyordu. Bu, ilk günüydü. Bütün bir hafta sonunu yerleşmekle geçirmişti. İkinci el eşya satan bir dükkândan ihtiyacı olan mobilya ve küçük eşyaları almış, Arzu'nun da yardımıyla yerleşmişti. Pazar günü ise alışverişe çıkmış, buzdolabına koymak üzere kahvaltılık ve yemeklik bir şeyler almıştı. Bir de küçük 37 ekran televizyonu vardı. Pazar günü akşam Salihliyi aramış, anne ve babasıyla görüşmüş, onlara iyi olduğunu bildirmişti... Servise girer girmez hemen bölüm başkanının odasını sordu. Gösterdiler. Mithat Bey henüz gelmemişti. Ne yapacağını bilemedi. Koridorda beklemeye başladı. Birden kapı tarafındaki görevlilerin heyecanla koşuşturduklarını gördü, merakla baktı o tarafa. Servis kapısı açılıp Akif Ünlüer'in içeri girdiğini görünce gözlerini kıstı. İçinde adlandıramadığı bir tedirginlik vardı. Akif hızlı adımlarla önünden geçti. Ancak birkaç adım uzaklaştıktan sonra durup geri döndü ve Coşkun'a baktı. Genç adam gülümsedi: - Günaydın hocam! Akif birkaç saniye donuk bakışlarını gezdirdi Coşkun'un üzerinde: - Ne bekliyorsunuz burada? - Bugün ilk günüm efendim. Mithat Hocayı bekliyorum. Akif tok bir sesle bağırdı: - İlkokul mu burası, koskoca hastanede bir doktor ne yapacağını bilemez, hocanın gelmesini mi bekler? Önlüğünüzü giyin ve görevinizin başına geçin. Saat dokuzda ameliyata giriyoruz. Ne yazık ki yardımcı asistan olarak siz görevlisiniz. Hazırlanın! Coşkun bu sert çıkış karşısında donup kalmıştı. Kekeledi: - Pe... peki efendim... Akif bu sözlerden sonra hızla uzaklaştı odasına doğru. Coşkun etrafına bakındı, tam bu sırada şişman sayılabilecek kısa boylu, sevimli bir hemşire yaklaştı: - Siz Doktor Coşkun Ünal'sınız değil mi? Buyurun, size odanızı göstereyim. Mithat Hoca geleceğinizi söylemişti. Ben servis başhemşiresiyim. Adım Nalan. Hocamız biraz sinirlidir. Hele ameliyata gireceği günlerde iyice gergin olur. Buyurun ben sizin hazırlıklarınız için yardımcı olayım. Coşkun bu güler yüzlü hemşirenin ardından yürüdü. Sinirleri bozulmuştu. Hak etmediği bir azar işittiğini düşünüyordu. Hemşire onu doktorların odasına götürdü. Kimse yoktu içeride. - Bu dolaplardan birini seçin Doktor Bey. Mithat bey geldikten sonra her şey daha netleşir. Siz eşyalarınızı dolaba koyun, ben bekliyorum. Sizi ameliyathaneye götüreyim. Hoca hastayı ameliyattan önce mutlaka ziyaret eder. Önce ameliyat olacak hastamızın odasına gidelim. Biraz acele edin lütfen... DEVAMI YARIN