"Sizi dinliyorum Aysel Hanım!.."

A -
A +

Aysel, Faruk'tan önce gitmişti randevulaştıkları kafeye. Dip masalardan birine oturup beklemeye başladı. Bir çay söyledi kendine. Birkaç kişi vardı kafede. Sabahın bu saatinde daha kalabalık olması beklenemezdi. Biraz sonra kapıdan esmer, uzun boylu, yakışıklı bir genç adam girdi. Aysel ilk defa görecekti Faruk'u. İçgüdüsüyle gelenin o olduğunu tahmin ederek elini kaldırdı. Genç adam onun bulunduğu masaya doğru ilerledi. - Faruk Bey değil mi? - Evet, siz de Aysel Hanım olmalısınız... Gülümsedi Aysel: - Evet benim, ne olur kusura bakmayın, sizi böyle apar topar buraya gelmeye mecbur ettiğim için ama gerçekten önemli olmasa asla böyle davranmazdım. Faruk genç kızın karşısındaki sandalyeye oturdu: - Önemli değil, merak ettim sadece... Bir çay daha alırsınız değil mi? - Lütfen... Sabah kahvaltı bile etmeden fırladım çünkü. Faruk bekleyen garsona iki çay söyledikten sonra arkasına yaslandı ve Aysel'in gözlerinin içine baktı: - Sizi dinliyorum Aysel Hanım... - Ben buraya işleri karıştırmak, sizden Nihal'e dönmenizi rica etmek için gelmedim Faruk Bey. Zaten Nihal gitti. Artık burada değil. Faruk gözlerini kıstı: - Gitti mi? Nereye gitti? - Bilmiyorum Faruk Bey. Kimseye, hatta en yakın arkadaşı olduğum halde bana bir şey söylemeden gitti. Evi boşaltmış, işten ayrılmış ve gitmiş. Şimdi nerededir, ne yapıyordur bilmiyorum. Zaten mesele onun gitmesi değil... Başka şeyler var. Sizden ayrıldıktan sonra epey sarsıldı. Sizin ona ayrılık kararınızı söylediğiniz gün o size başka bir şey söylemek için gelmişti. Faruk meraklanmıştı iyice. Öne doğru eğildi: - Evet, benim de söyleyeceklerim var demişti... Başını salladı Aysel. Dudaklarını ısırdı: - Nihal hamileydi Faruk Bey. Bunu söyleyecekti size. Faruk bembeyaz oldu bir anda: - Neler söylüyorsunuz siz? - İnanın doğruyu söylüyorum. Bu haberi verip vermemek konusunda çok tereddütlüydü. Bir gün önce beraberdik. Ben söylemesi konusunda ikna etmiştim onu. Kararlıydı söylemeye. Ama sizin ayrılık kararınızdan sonra öğrendim ki ağzını bile açmamış. Faruk yıkılmıştı. Bitkin bir halde inledi: - Neden, neden söylemedi? Şimdi nerede olabilir? - Bilmiyorum Faruk Bey. Sadece belki size kızgınlığımdan, belki onun yaşadığı ıstıraba olan isyanımdan olacak sizin bilmeniz gerektiğini düşündüm. Bir çocuğunuz olacak Faruk Bey... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.