"Sizi hastaneye götüreceğim!.."

A -
A +

Kamil Bey, "Bencil düşünmemeliyim..." diye düşündü. Şimdiye kadar kurulmuş olan bir düzeni altüst etmek bana ne kazandıracak, torunuma ne kazandıracak? Ya Saadet, ona nasıl anlatacaktı her şeyi? "Yıllar önce hayatını altüst eden adamın babasıyım, oğlumu çok iyi tanıdığım için karşı çıktım evliliğine, o zaman yanlış düşündüm, eğer razı olsaydım belki her şey çok başka olacaktı, beni affet kızım!" diyebilecek miydi? Bunu zaman zaman düşünmüştü Kamil Bey. Eğer öyle bir tepki göstermeyip oğlunun evlendiği kişiye sahip çıksa ve arkasında olsa belki şimdi Cüneyt bambaşka bir insan olacaktı... Karmakarışık duygular içinde yatağında dönüp duruyordu. İçindeki ses "Asla bu insanların hayatlarını bir kere daha altüst etmemelisin!" diye haykırıyor, başka bir ses ise "O senin torunun! Onu görmelisin, her şeyi anlatmalısın" diye kışkırtıyordu. O anda yapmak istediği tek şey her şeyi kafasından silip atmak, derin bir uyku uyuyabilmekti. Bu düşünceler içinde kâbuslarla dolu bir gece geçirdi. Sabahın ilk ışıkları küçük otel odasının körfeze bakan penceresinden girdiği zaman nasıl uyuduğunu, ne zaman uyuduğunu hatırlamıyordu. Sadece gözlerinin yandığını hissederek kalktı yataktan. Bacağındaki ağırlık iyice artmıştı. Elini yüzünü yıkadı. Aynadaki aksine baktı. Çökmüştü yaşlı adam. Özellikle son iki yılda belki yirmi yaş birden yaşlanmıştı. Yetmiş yaşını geçmişti. Banyodan çıktığı anda telefonunun çaldığını duydu. Resepsiyondan arıyorlardı: - Bir ziyaretçiniz var Kamil Bey, lobide sizi bekliyor. Hızla giyindi. Feridun Beyin geldiğini düşünüyordu. Aşağıya inince yanıldığını gördü. Gelen Orhan'dı. Saygıyla koştu yaşlı adamın yanına, elini öptü: - Kamil Amca, sizi hastaneye götürmeye geldim. Bir kontrol edelim bakalım. Kamil Bey heyecanlanmıştı yeniden: - Oğlum gerek yoktu, zahmet olmasın sana... - Olur mu hiç Kamil Amca, ben bu işi yapıyorum. Gelin, sizi hem götürür, muayenenizi yapar ve geri getiririm. Ne zahmeti olacak. Eğer hazırsanız hemen gidelim. Kamil Bey bir şey diyemedi. Resepsiyona Feridun Bey için bir mesaj bırakarak Orhan'la birlikte çıktı. Heyecandan kulakları uğulduyordu. Çekinerek sordu: - Sözlünü görecek miyim Orhan? Orhan gülümsedi bir şeyden habersiz: - Tabii Kamil Amca, Gülay hastanededir. Tanıştırırım sizi. Sanıyorum zaten sizin için onun yardımını almamız gerekecek. Tahminim sizin fizik rehabilitasyona girmeniz yönünde. Bunu da Gülay yapacak... Orhan dikkatle kullanıyordu arabayı. Yol boyunca geçtikleri yerleri tanıttı. Gülay'dan bahsetti. Kamil Beyin hiçbir şey duyacak hali yoktu. O heyecan içinde biraz sonra yaşayacağı karşılaşmayı bekliyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.