Cüneyt genç kızı dikkatle izliyordu konuşurken. İçinde sıcacık bir şeyler hissediyordu. Ersin atıldı hemen: - Ne günleri izinlisin sen Saadet? - Çarşamba günleri Ersin Bey... - O zaman bu çarşamba Tülay, sen, ben ve Cüneyt pikniğe gidelim mi? Ne dersin? Saadet şaşırmıştı. Tülay çok iyi arkadaşıydı ama Ersin ve Cüneyt'in varlığı tedirgin etmişti. Mahcup bir şekilde önüne baktı: - Çok teşekkür ederim ama... Cüneyt karıştı lafa: - Neden çekiniyorsunuz? Herhalde benden. Çünkü Tülay'ı da tanıyorsunuz Ersin'i de... Hemen telaşlandı genç kız: - Yok canım, nereden çıkarttınız? Niye çekineyim ama... Ersin bunun üzerine öne doğru eğildi: - Tamam o zaman konu kapanmıştır. Çarşamba günü pikniğe gidiyoruz. Bu emrivaki karşısında ne yapacağını şaşırmıştı Saadet. Boynunu büktü. Gülümsedi: - Peki... Çok teşekkür ederim. Bu arada başka müşteriler de gelmişti. İzin isteyerek yanlarından ayrıldı ve yeni gelenlerle ilgilenmeye başladı. Ersin muzip bir tavırla arkadaşına göz kırptı: - Kızmadın değil mi? İyi kızdır. Güzel arkadaştır... Cüneyt heyecanlanmıştı. Orada oldukları süre içinde gözleri hep genç kızın üzerindeydi. Birkaç kere göz göze gelmişler, Saadet mahcup bir tavırla gülümseyerek geçiştirmişti bu bakışları. Sonunda iki genç kalktılar. Ersin hesabı ödemek için kasaya doğru yürüdü. Saadet hemen yazar kasanın arkasına geçti ve yavaşça fısıldadı: - Ersin Bey, bu kahveler benden olsun... - Olmaz öyle şey, o başka bu başka kızım... - Ama lütfen! - Olmaz dedim. Sen bir şey yapmak istiyorsan eğer çarşamba günü sizin oradaki fırından gevrek al bize... Gülümsedi genç kız: - Tabii ki... Orasını hiç merak etmeyin. Ersin parayı ödedikten sonra Cüneyt'e döndü: - Haydi gidelim. Cüneyt genç kıza yaklaştı: - Sizi tanıdığım için çok mutluyum Saadet. Görüşmek üzere. İki genç dükkandan çıkana kadar arkalarından baktı genç kız. Bütün vücudunun titrediğini hissediyordu. Toparlanmaya çalıştı, kendi kendine söylendi: "Ne oluyor bana böyle... Böyle şeylerle uğraşacak ne zamanım ne de dermanım var benim. Kendine gel kızım Saadet... Bilmediğin yerlere uçmaya kalkışma kırık kanatlarınla..." > DEVAMI YARIN