Murat şaşkınlık içinde bakakaldı yaşlı adama. Onu ilk defa bu kadar yakından görüyordu. Gözlerindeki öfke dolu ifadeden ürkmüştü o anda. Birkaç saniye içinde kendisini toparladı. Bir adım attı: - Sizinle konuşabiliriz efendim. Şükrü Bey genç adamın sözlerinin gerisini dinlemeden atıldı: - Benim senin gibilerle konuşacak hiçbir şeyim yok. Hiç kimse Şükrü Karahan ve ailesine senin yaşattıklarını yaşatma hakkına sahip değildir ve olamaz. Hemen sonra muayene yatağında yatan kızına döndü: - Prensesim, seni evimize götüreceğim. Betül, Murat'ın hiç ummadığı bir cevapla babasına karşılık verdi: - Eve gelmek istiyorum baba! Şükrü Karahan otoriter bir tavırla kükredi: - Konu kapanmıştır. Murat'a döndü: - Avukatımla konuşup boşanma işlemlerini hemen tamamlatacağım. Bir daha seni yakın çevremizde görecek olursam kendi yöntemlerimi kullanırım. Şimdi kaybol! Genç adam yaşadığı şaşkınlığı üzerinden atmaya çalışıyordu. Başını iki yana salladı: - Betül karnında benim çocuğumu taşıyor. Bu kadar kolay evladımdan vazgeçemem ben. Lütfen konuşalım... Benim kötü bir niyetim yok. Betül'e baskı yapacak da değilim. Eğer benimle yaşamak istemiyorsa saygı duyarım buna ama... Şükrü Bey elini kaldırdı: - Bırak bana süslü nutuklar çekmeyi. Çevremizden kaybol dedim sana... Murat son bir hamle yaptı: -Çocuğum... Betül tiz bir sesle onun lafını kesti: - Çocuğun mu? Neyle bakacaksın çocuğuna? Bana baktığın gibi mi? Beni aldattın, tozpembe bir hayat çizdin, oysa kendimi bataklıkta buldum... Bu halinle mi çocuğunu istiyorsun? Bir daha seni görmek istemiyorum... Hâlâ anlamıyor musun? Bu esnada içeriye giren doktor şaşkın bir şekilde taraflara baktıktan sonra Şükrü Beye doğru ilerledi: - Sayın başhekim sizi odasında bekliyor efendim. Biz de bu arada küçük hanımın işlemlerini tamamlayalım. Şükrü Karahan alaycı bir bakışla Murat'ı süzdükten sonra dışarı çıktı. Naşide Hanım hâlâ kızının elleri avuçlarında, onun baş ucundaydı. Murat derin bir nefes aldı ve doktora doğru ilerledi: - Bana neler olup bittiği hakkında bilgi verirseniz... Doktor yukarıdan aşağıya süzdü genç adamı: - Gereken her şey Şükrü Karahan'a anlatılıyor beyefendi. Şimdi dışarı çıkın lütfen. Ben muayenemi bitireceğim... İzninizle... Murat şaşkın, üzgün bir şekilde odadan çıktı. Beyni sünger gibi olmuş, hiçbir şey düşünemiyordu. > DEVAMI YARIN